‘Sevda ordusuna onun gibi kumandan gelmez!’
“Herkes düşmana karşı muzaffer olmak ister. Halbuki bizim o düşmanımızın güzel yüzü, zaferimizdir!” Nasıl bir kudretle diyor bunu Mevlana? Hangi nazardan konuşuyor sana...
“Herkes düşmana karşı muzaffer olmak ister. Halbuki bizim o düşmanımızın güzel yüzü, zaferimizdir!” Nasıl bir kudretle diyor bunu Mevlana? Hangi nazardan konuşuyor sana, bana?
Bağışıklığımızı tehdit eden, hayatımızı terörize eden ne kadar büyük düşman varsa, zerreden küreye, ‘içerden dışarıya, enfüsten afaka hepsiyle bir aradayız. İçimizdeki mikroplardan Afrin’deki tünel ve mayınlara.
Celalini cemaliyle birlemeden kemalin bulunmayacağını bize bu toprakların mayası ne güzel anlatıyor her seferinde. Boşuna hak aşıklarına şehit denmemiş. Nefsini terbiye etmeye talip olup seyr ü süluk görmüş ve kamil mertebesine ulaşmış bu erenler için.
Bu uğurda varlığın birliğini nefislerinde ve eşyada bilenler/ kendilerine müstakil benlik izafe etmeden Hakka isnat edenler. Benlik vehmini yok ederek Hakta fena bulanlar, ölmeden önce ölenler, ne dersek diyelim onlara: Her an huzurda, canlı, dipdiri. Şahitliğin kendisi onlar! Kelime-i Şehadet’in “eşhedü”sü şimdinin, ebedi sonsuz anın şahitliğini veriyor kendini bilenin sırrında. Gerisi berisi aşk. Savaşlar dahil.
***
Aşkın şeriatı çok yüklü. Sevmeyeceğin hiçbir şey kalmayana kadar. ‘Ceberut devlet’ dahil. “Al güllere gülmesini öğret de ona ebedi devleti göster” diyor Mevlana (ks). “Yüzlerce halkın gönlünü kapan saçlarını dök, ortaya gel. Kavuşma günüdür, sevgili hazırdır. Öne gelen bu devletin zamanı hiç geçmesin.”