Toplumsal barış ve uzlaşı adına değil ki bu kirli ittifaklar!
Seçimlere bir hafta kalmışken, seçmen profili içinde en fazla dikkatimi çeken şu: Birileri bu ülkenin adaletle yönetilmesini, barış ve refah toplumu olmasını, bir insanlık medeniyeti kurmasını istiyor. Ve bu...
Seçimlere bir hafta kalmışken, seçmen profili içinde en fazla dikkatimi çeken şu: Birileri bu ülkenin adaletle yönetilmesini, barış ve refah toplumu olmasını, bir insanlık medeniyeti kurmasını istiyor. Ve bu yönde hizmet ediyor, çalışıyor.
Birileri de memleketi yöneten hükümetin her ne pahasına olursa olsun iktidardan düşmesini, zayıflamasını, yıpranmasını istiyor. Topluma neye mal olursa olsun, tek hedefleri bu. Partilerarası bir siyasi çekişmeye hapsetmek gerekmiyor bu profili. Hangi partiden olursa olsun, böyleleri mevcut.
Türkiye yeniden kaosa mı sürüklenirmiş, HDP'lilerin tehdit ettiği gibi barajı aşamazlarsa isyan mı çıkarırlarmış, PKK yeniden silaha mı sarılırmış, anayasa yapımı ebediyen rafa mı kaldırılırmış, enflasyon mu hortlarmış, hepsi olabilir, olmalıdır da hatta onlar için. Açık açık söylüyorlar bunu. Meşruiyet kazandırıyorlar bu şiddet dolu söylemlerine.
Bu da yetmezmiş gibi, NY Times, The Economist gibi mecralarda çıkan son derece çarpıtmalarla dolu yorumları misal göstererek, içinde yaşadıkları toplumun sinir uçlarına elektrik vermekte bir beis görmüyorlar. Koalisyon hükümetleriyle oluşan genel çaresizlik tablosu onlar için tek çıkış yöntemi. Daha yapıcı bir muhalefete gerek duymuyorlar nedense!
Kamu bankalarının içinin boşalışı, özel bankaların iflası ve sermaye sahiplerinin ceplerini dolduruşu, Alevi Sünni çatışmasını körükleyen provokasyonlar, irticai faaliyetlerin bitip tükenmez artışı, asla elit semtlerden kalkmayan şehit cenazeleri, doğuda batıda gözü yaşlı analar, askeri vesayet, yalan haberler, tehdit ve şantajlar, azınlıklara yönelik nefret suçlarında konjonktüre göre ani artışlar...