ABD’nin yeni icadı Trump, Kudüs ve toparlanma
Dünya Amerika’ya bakarak giyiniyor, ona bakarak soyunuyor. Reklam ile sinema sanayileri; yazılı ve görsel basın; caddeler ve meydanlardaki yazılı çizili ve resimli ilânlar, doğrudan yahut dolaylı yoldan habire İngiliz-Yahudi...
Dünya Amerika’ya bakarak giyiniyor, ona bakarak soyunuyor. Reklam ile sinema sanayileri; yazılı ve görsel basın; caddeler ve meydanlardaki yazılı çizili ve resimli ilânlar, doğrudan yahut dolaylı yoldan habire İngiliz-Yahudi taleplerini, zorlamaları ve dayatıyorlar. Bunu Amerikan nüshasıyla Stockholm’den Singapur’a, Rio de Jeneiro’dan Yokohama’ya kadar bütün bir insanlığa yumuşakça yedirmeğe çalışıyorlar. Yemezseniz, yememekte direnirseniz, ne olur? Zorla yedirilir.’ Amerikan hayat tarzının dünya için ne anlama geldiğini bu şekilde özetleyen Prof. Dr. Teoman Duralı, Çağdaş Küresel Medeniyet adlı kitabında Batı dayatmasında bir noktaya dikkat çekiyor: Japonya hariç, Avrupa dışındaki ülkelerin genelkurmayları bu görevi ifaya memurdurlar. Millîlik teranesini tutturmuş pek ender bulunur kimi iktidarlar, askerî darbeyle alaşağı edilirler. Bu da mı sökmedi? O takdirde bütün zemberekler iç savaş doğrultusunda kurulurlar.
Hocanın vurguladığı işgüzarlığın yeni aktörlerinden biri de Trump. İş başına geldiğinden bu yana tuhaflıklar birbirini izledi. Gelecek planlarını en az yüzyıllık yapan ABD’nin Trump’ın izleyeceği politikalardan habersiz olduğu düşünülemez. Bir adım daha ilerisini tahmin etmek zor değil. ABD derin devleti, dünyada azalan itibarını korumanın yolunu buldu. Buna göre geleneksel politikalara devam edilecek, hatta hayata geçirme güçlüğü çektiği icraatları, Trump üzerinden rahatlıkla yapabilecekti. Trump’ın sıra dışı operasyonları, Suudileri keklemesi, vize krizi ve Kudüs çıkışından rahatsız olduğu imajı verilecekti. Hatta bu konuda halkın yüzde 62’si Trump’a karşı imajı verildi. Trump üzerinden yenidünya dizaynı yapılacak ve ortaya çıkan tepkileri paratoner gibi Trump üzerine alacaktı. Yeni başkana ‘bizim yaramaz çocuk’ rolü verilerek, post prodüksiyon sahneye konulacaktı.
1948’de Filistin’i işgal ettikten yetmiş yıl sonra Kudüs’ü başkent yapmaya yeltenen Trump, elbette başarılı olmayacak. ABD’nin üst aklının yeni stratejisi olan Trump, göreve geldiğinden bu yana sonuç alamadı. Tıpkı önceki stratejilerinde olduğu gibi. Vekalet savaşları yürüttüğü Daeş ve YPG gibi projeler çöktü. İslam’ı filtrelemek için kullandığı FETÖ’ye yaptığı elli yıllık yatırımı hezimetle sona erdi.
Teoman Duralı’nın dünyanın karanlık gidişatından sorumlu tuttuğu İngiliz-Yahudi medeniyetinin aslında siyaseti tek noktaya dayanıyor. Entrika ya da komplo. Öyle ki hız kesmeden ard arda yürütülen komplolar, İslam dünyasının belini doğrultmasına fırsat vermeden bir bir iniyor.
İslam dünyası son iki yüz yıldan beri kolonyal istila, sömürge, komplo, etnik ve dini fraksiyonların manipülasyonu ile istikrarsızlığa sürükleniyor. Ekonomik çalkantılar ve darbe gibi travmalar karşısında en azından formel bir toparlanma dahi sağlanamıyor. Müslüman psikolojisi bölgesel travmalardan dolayı karışık.
Kudüs çıkışı artık entrika siyasetinden sonuç alamadıklarını gösteriyor. Doğrudan saldırmaktan başka çareleri kalmadı. Dünyayı artık algılarla yönetemeyecekler. İnsanların tepkileri ve kahırları Trump’a transfer etmeleri işe yaramayacak.