Bağımlı annelerin güvensiz çocukları olacak
Teknoloji bağımlısı çocuklar büyüdüler ve artık evlenmeye başladılar. 90’lı yıllarda oyun bağımlığı ile anılan çocuklar, şimdinin genç anne babaları. Ebeveyn olan...
Teknoloji bağımlısı çocuklar büyüdüler ve artık evlenmeye başladılar. 90’lı yıllarda oyun bağımlığı ile anılan çocuklar, şimdinin genç anne babaları. Ebeveyn olan gençlerin cihaz kullanım kültürlerini değiştirmediği gözleniyor. Bebeğini kucağına alan genç elindeki cihazı bırakmıyor.
Meselenin çok önemli bir yanı var. Genç annelerin çocukluktan gelen bağımlılığı, onların çocuklarının ruh yapısını tehdit ediyor. Teknoloji bağımlısı anneler artık bebeklerini cep telefonu ile birlikte büyütüyor. Kaçınılmaz bir şekilde üçü birada; anne, bebek ve yapay zekalı telefon. Peki, babalar? Onlarda aynı sarmalın içindeler.
Metroda, otobüste, genç erkeklerin level atlama heyecanıyla cep telefonuna gömüldükleri gözden kaçmıyor. Dijital kozmik bir odaya girer gibi eve vardıklarında onları bekleyen irili ufaklı birçok ekran var. Bilgisayar oyunu, TV dizisi, mesaj uygulamaları ve sosyal medya paylaşımları derken, akşam saatlerinde ebeveynler adresinde bulunmuyor. Yeni bir ebeveyn ve eş tutumu ortaya çıkmaya başladı. Bağımlı eşlerin evlilik çatışmaları bir başka sorun. Nitelikli iletişim kuramayan çiftler bir süre sonra ayrılmanın eşiğine geliyor.
Teknoloji bağımlısı erkekler, eşleri ve çocuklarıyla sorun yaşıyor fakat kadınların taşıdığı risk daha büyük. İlk insandan beri kuşaktan kuşağa aktarılan anne-bebek arasında sembiyotik ilişki değişmeye başladı. Annelerin teknolojiyi sık kullanmaları bebekle arasındaki bağlanmanın niteliğini azaltıyor. Bunun önemi şurada; ilk yıllarda bebekte, güven, güvensizlik, ümit, ümitsizlik gibi birçok duygu, anne ya da öteki bakıcıların tutumları ile benliğe kodlanır. Annenin bebeğin kendisine ihtiyaç duyduğu, yanında olmasını istediği, ona bakım ve koruma sağlaması, bebeğin temel güven duygusunu oluşturur. Anne ile bebek arasında göz kontağı kurulması, yaklaşımı ve ilgisi bebeğin anneye güvenle bağlanmasını sağlar.
Yeni annelik tarzı gelişiyor. Bir kuşak öncesinde geniş ailede ya da birbirine yakın çekirdek ailelerde yetişen çocuklar annelerine daha nitelikli bağlanma imkanları vardı. Teknolojinin eğlendiren özelliklerinin henüz yaygınlaşmadığı bu dönemin sosyal yapısı annelere fıtrat eksenli bir hayat sunuyordu. Günümüzün ‘birey odaklı aile’sinde ise aile üyeleri ruhsal sorunlar ve yalnızlık içindeler.
Genç anneler de yalnız herkes gibi. Okullarda yeterince sosyalleşemeden sınavın kucağında buldular kendilerini. Hafta sonu aile, arkadaş ve sosyal etkinlikler yerine dersaneye gittiler. İlkokuldan itibaren onları bekleyen sınavları vardı. Anne ve babaları ile diyaloğa girdiklerinde söz dönüp dolaşıp başarıya geliyordu. Üniversite okuyan-okumayan bütün ebeveynler çocukları için ölçülebilen özelliklere önem verdiler. Akademik başarı, notlar ve sınav sonuçları başta olmak üzere fiziksel gelişimlerine dikkat kesildiler. Bu çocuklar şimdi anne baba olmaya başladılar. Çalınmış çocuklukları nedeniyle hayal dünyaları, umutları ve benlik tasarımları önceki kuşaklar kadar zengin değil. Geleceği inşa ederken sanal dünyanın aforizmalarından yararlanıyorlar. Kısa yoldan paylaşılan hayat felsefeleri var. Romantizm, güç, başarı ve mutluluk kavramları üzerinden kurulan bir tarz-ı hayat.