Beğeni bağımlılığı
Batı'nın büyük kentlerinde anne babalara bir tavsiye var. Gençlerin icat ettiği bir tavsiye. “İnternette bizim sayfalarımıza hemen girmeyin, önce başkalarının sayfalarında gezinin.” Amaçları bu yolla...
Batı'nın büyük kentlerinde anne babalara bir tavsiye var. Gençlerin icat ettiği bir tavsiye. “İnternette bizim sayfalarımıza hemen girmeyin, önce başkalarının sayfalarında gezinin.” Amaçları bu yolla tepkileri azaltmak. Sayfaları dolduran abartılı pozlar için iyi bir dayanak. Bu tavsiyeye uyulmasa bile gerilimi göze alıyorlar. Çünkü onlar için ilgi çekmek, kurdukları dünyanın vazgeçilmez bir değeri.
İnsan neden ilgi çekmek ister? Bir genç neden beğeni almayı bu denli önemser. Araştırmacı Twenge, bu durumun narsisizme yol açtığını dile getiriyor: Sanal paylaşım siteleri 20 yaş altı ve 20'li yaşlardaki gençlerin dünya görüşlerini şekillendiriyor. Gençlerin yumuşak kişiliklerini, bir kil parçası gibi kalıba sokabiliyor. Yeni dijital dünyanın taleplerine uyabilmek için daha çok narsistleşiyorlar. Bu siteler etkin biçimde “bana bakın” diye haykırmanın dijital karşılığı.
Ben sevgisi, bir fıtrat enerjisi. Kişinin öteki insanlar arasında öne çıkma isteği her çağda rastlanan bir davranış. Kişinin kendini özel görmesi, iç dinamiklerde hareketlenen bir duygu. Fıtratta var olan benlik sevgisi koca bir külliyat eder. Ego, nefs ya da enaniyet adlandırmaları aynı şeyi ifade ediyor. Kişiye yaşadığı ortamda, sıcak, yakın ve hayatın sorumluluklarını örten bir bariyer sunuyor.
Gençlere narsisiszm pompalayan ve benliklerini pazarlayacakları bir kültür var. Yani fıtrat benine alan açan ikinci bir etken; öğrenilmiş bir davranış. İki yüz yıldan beri teknoloji ego için çalışıyor. Konfor sağlayan teknoloji yanında bakım ürünleri, moda, magazin ve medya, hep egoya çalıştı. Bugün ise artık cin lambadan çıktı. Sanal ağlarda kişisel sayfalar, bu kadar emek harcamadan ‘ben'inizi pazara çıkarıyor.
İnsanlar arasında öne çıkmanın olumlu katkıları yok değil. Örneğin saygın bir meslekle bu sağlanabilir. İnsan yetiştirme ilkesiyle öne çıkan eğitimin geldiği nokta bunu sağlıyor. Meslek edindirme kurumu olmasında bir sorun yok elbette. Sınav yarışları nedeniyle okullar iç dinamiklere ulaşmadan misyonunu tamamlıyor. Buna rağmen öğrenci kimliği ile saygın meslek kovalamanın yadırganacak bir yanı yok. Akademik gayretin gerçek bir uğraşı olduğu, sanal alemin sanal beğeni yarışından anlaşılıyor.
Artık iltifat marifete tabi değil. İltifat kendini ne kadar iyi yansıttığına bağlı. Yani sanal alanda beğeni alabileceğin becerine bağlı. Kısaca, sanal ağlarda beğeni kazanmayı iyi becerirsen, bu marifetle iltifatı kazanırsın.