Yeni nesilde değişen ergenlik
Gençler kendi sorunlarını konuşmaya daha çok eğilimliler. İleri yaşlarda ise özel hayatın daha az paylaşıldığı biliniyor. Yapılan bir araştırmada, genç erkeklerin yüzde 62’si...
Gençler kendi sorunlarını konuşmaya daha çok eğilimliler. İleri yaşlarda ise özel hayatın daha az paylaşıldığı biliniyor. Yapılan bir araştırmada, genç erkeklerin yüzde 62’si kişisel sorunlarını başkalarıyla rahatlıkla paylaştığını belirtiliyor. Buna karşın 65 yaş üstü erkeklerin sadece yüzde 37’si bu tür paylaşımlarda bulunmuş.
Araştırmaya katılan bazı gençler bu sonucu yorumlamışlar: “ailemin ya da dedemlerin aksine, bizim neslin duygularını, öfkesini ve üzüntüsünü içinde tutmayıp dışarıya yansıttığı doğru. Fakat bunun ne kadar doğru olduğunu kestiremiyoruz” dedikten sonra eklemişler: “Duygusal açıdan sağlıksız bir nesiliz. Sürekli duygularımızı tartmaya, paylaşmaya ve incelemeye çalışınca daha dramatik sonuçlarla karşılaşabiliyoruz.”
Gençleri bu kadar kırılganlığa iten sebepler neler olabilir? Ebeveynlerine göredaha güçsüzler ve zayıf iradeleriyle hayata tutunuyorlar. Bazen öylesine yaşanan bir hayatın mağdurları olduklarını düşünüyorlar. Bir yerlerde eksik kalan ve onları tatmin etmeyen bir şeyler var. Benlik donanımları önceki nesillere göre daha kırılgan. Bu yüzden çok boyutlu değişime karşı direnç göstermede güçlük yaşıyorlar.
Mesela damak hazlarını kontrol etmeleri düne göre daha zor. Sağlıksız birçok gıdaya kolayca ulaşabilirler. Lezzet düzeyi yüksek bu gıdaları tüketirken kendilerini kontrolde zorlanırlar. Bu zorlanmaya çanak tutan ise damak zevklerini kışkırtan beslenme kültürüdür. Bu değişimi hızlandıran iletişim teknolojisini anmadan geçemeyiz. Benlik donanımı üzerinde etki eden en büyük etken elbette teknolojidir. Küresel ağlardan genç kalplere ulaşan heyecanlar hayat tarzlarını değişim uğratıyor. Sonuçta bütün bu işaretler aynı yapıyı besliyor; ‘ben’ değerini artırıyor.
ERGENLERİN EBEVEYNLERİ VAR
Fiziksel olarak dingin fakat zihnen yorgun ebeveynlik çağında neler yapılabilir. Yetişkinlerin cinsiyet rollerine göre hareket etmeleri şimdilik en elzem olandır. Anne ve babaların kendi rolünü yerine getirmeleri için çok kitap okumaları gerekmiyor. Özgün değerlerini referans aldıklarında daha kalıcı değişimler yaşanacak. Toplumda bilinen ve yaşanan değerler teknolojinin sunduğu değerlerin gerisinde kalmamalı. Yeni anne babalığın yalın bir şekilde korumacı tutum sergiledikleri söylenebilir.