Akademisyenler Bildirisi
Bir anda gündemin üst sıralarına tırmanan “Akademisyenler Bildirisi” dünyanın da ilgisini çekmeye başladı. Bildiriye imza atan bin yüz civarındaki akademisyenin siyasîler tarafından hedef gösterilmesi...
Bir anda gündemin üst sıralarına tırmanan “Akademisyenler Bildirisi” dünyanın da ilgisini çekmeye başladı.
Bildiriye imza atan bin yüz civarındaki akademisyenin siyasîler tarafından hedef gösterilmesi, evlerine baskın yapılması, apar-topar gözaltına alınması ve bir kısmının bağlı olduğu üniversiteden atılması, hadiseye yeni boyutlar kazandırdı.
Bu durumda, konuya ilgisiz kalmak mümkün görünmüyor.
* * *
Söz konusu bildirinin metnini okuduk. Muhtevasına katılmamız mümkün değil. Özellikle bazı ifadeler var ki, her şeyi berbat ediyor.
Meselâ “Devletin, başta Kürt halkı olmak üzere, tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliâm...” gibi.
Bununla beraber, imza sahiplerine karşı başlatılan linç kampanyasını da asla doğru bulmuyor ve buna kesinlikle katılmıyoruz.
Kaldı ki, Anayasa ve sair ilgili yasalar, ne kadar aykırı da olsa, bir fikrin serbestçe ifade edilebilmesinin engellenmemesini öngörüyor.
Dolayısıyla, biz herkes için fikir ve ifade hürriyetini sonuna kadar savunmakla beraber, söz konusu bildirinin muhtevasına katılmadığımızı da ifade etmek durumundayız.
Sebebine gelince...
Bir kere, devlete bağlı birimler tarafından bölgedeki teröre karşı sürdürülen operasyonların “Kürtler ve tüm bölge halkını katliâm etmek” tarzında yorumlanması, bize göre hiçbir şekilde kabul edilemez ve makul görülemez.
Ayrıca, geçmişte devlet adına işlenmiş cinayetler veya yapılan katliâmlar emsâl gösterilerek, “Canım, bugün de aynısı yapılıyor” demenin de bir mantığı olamaz.
Şüphesiz, devlet adına mazide çok cinayetler işlendi. Defalarca da katliâm yapıldı. Benzer vahşetlere hevesli kimselerin varlığı bugün de inkâr edilemez.
Ne var ki, yine hiç kimsenin inkâr edemeyeceği çok acı bir terör gerçeği ile de karşı karşıya bulunmaktayız. Peki, bu durumda kimse çıkıp diyebilir mi ki: “Devlet seyirci kalsın. Hiç müdahale etmesin. Teröristler, istediği gibi hareket etsin; vursun, kırsın, yakıp yıksın, mâsumların kanını dökmeye devam etsin...”