Bayramlardaki ölüm trafiği!
Söze, fani ve ölümlü şairin güzel ve hakikatli mısraları ile başlayalım:Neylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık...
Söze, fani ve ölümlü şairin güzel ve hakikatli mısraları ile başlayalım:
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Erken yaşta vefat eden Şair Cahit Sıtkı Tarancı’ya (Ekim 1910-Ekim 1956) ait bu mânidar şiirin ilk mısraı da şöyledir:
“Yaş otuz beş; yolun yarısı eder.”
Rabbim bizlere hayırlı hayatlar ve hayırlı ölümler nasip etsin.
* * *
Şairin, gayet yerinde söylemiş olduğu “Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında?” şeklinde ifadeleriyle aynı mâna istikametinde Anadolu’da söylenen şu söz de pek düşündücü olsa gerek: "Ölümdür bu: İhtiyarları alır sıra sıra; gençleri de alır ara-sıra."
Öyle ya, ölüm için, ecel için, küçük-büyük, genç-ihtiyar hiç fark etmiyor. Hayatı acılaştıran bu vakıa, her an için herkesin başına gelebilir ve geliyor. Ondan kaçış, ondan kurtuluş mümkün değil.
İyisi mi, Fahr-ı Kâinat’ın (asm) tavsiyesine uymak: “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz.” (İbn-i Mâce; Zühd: 3)
* * *
Çoğu sevinç ve iftihar vesilesi olan rekorların, bir de hiç sevilmeyen ve hiç istenmeyen türleri var: Borç rekoru, cinayet rekoru, kaza rekoru gibi... Ne yazık ki, ülke ve millet olarak bu tür rekorlar listesinde de yer almaktayız.
Şimdilerde, en üzücü, en yakıcı olanların başında “trafik kazaları” geliyor. Özellikle, şu mübarek bayram günlerinde...
Son yıllarda, nice ocaklar söndüren ve yakıcı kazalarda maalesef hızlı artışlar görünüyor.