Genç Osman’dan Ali Suavi’ye
Osmanlı tarihinde âhir ve âkıbetleri “acı son” ile noktalanan tanınmış iki şahsiyetin ölüm vak’ası aynı güne tevâfuk ediyor: 20 Mayıs.Birinci şahsiyet, “Genç Osman”...
Osmanlı tarihinde âhir ve âkıbetleri “acı son” ile noktalanan tanınmış iki şahsiyetin ölüm vak’ası aynı güne tevâfuk ediyor: 20 Mayıs.
Birinci şahsiyet, “Genç Osman” lâkabıyla şöhret olan Sultan II. Osman’dır. 20 Mayıs 1622’de Yedikule Zindanlarında katledildi.
İkinci şahsiyet ise, “Sarıklı İhtilâlci” lâkabıyla tarihe geçen Ali Suavi Beydir. 20 Mayıs 1878’de teşebbüsünde bulunduğu “Çırağan Baskını” esnasında vurularak öldürüldü.
Şimdi, sırasıyla bu iki zâtın biyografisine kısa bir nazar gezdirelim.
Tığ gibi Genç Osman
Sultan I. Mustafa, aklî muvazenesi yerinde olmadığı gerekçesiyle 26 Şubat 1618’de tahttan indirilince, onun yerine henüz 13-14 yaşlarında bulunan Sultan “Genç Osman” getirildi.
Osmanlı Hanedanının aynı zamanda “II. Osman”ı olan genç padişah, ne yazık ki devlet başında ancak dört sene durabildi.
1604 doğumlu olan Sultan II. Osman, 1622 yılı Mayıs ayı başlarında askerî isyana dönüşen kargaşa neticesinde tahttan indirildi.
Hemen ardından Yedikule Zindanı’na götürülen Genç Osman, 20 Mayıs’ta orada yayının kirişi ile boğulmak sûretiyle katledildi.
Bu fecî hadiseyi, gayet dokunaklı ve düşündürücü şekilde tasvir eden Şâir Faruk Nafiz Çamlıbel, şu mısralarla adeta tarihe not düşüyor:
Kaç asır geçti o hicrân üzerinden, bilmem;
Kimlerin, kahpe felek doğradı ekmek kanına.
Bildiğim varsa, cihan halkı, o günden bugüne,
Yanarız memleketin tığ gibi Genç Osman'ına