İstikrar yok; peki, alternatif var mı?
Allah’ın hemen her günü birden fazla şehit cenazeleri kaldırılıyor iken...Kan ve gözyaşı oluk oluk akıp gidiyor iken... İnsanlarımızın çoğu can ve mal emniyetinden hiç emin değil iken......
Allah’ın hemen her günü birden fazla şehit cenazeleri kaldırılıyor iken...
Kan ve gözyaşı oluk oluk akıp gidiyor iken...
İnsanlarımızın çoğu can ve mal emniyetinden hiç emin değil iken... Hapishaneler ağzına kadar dolup taşıyor iken... Adliye memurları, boylarını aşan yığın yığın dosyaların altında ezilip inliyor iken...
Keza, dost-düşman, müttefik-muarız durumdaki uzak-yakın devletler, habire yer, eksen veya blok değiştirip duruyor iken...
Altın ve döviz fiyatları bir türlü dizginlenemiyor ve istikrar bulamıyor iken... İstihdam sahası açacak olan yatırımcıların cesareti kırılmış durumda iken...
Velhasıl, bu ve benzeri mahiyetteki birçok olumsuzluk bu ülkede hükümfermâ durumda iken...
Elbette ve her halde müsbet mânada bir “siyasî istikrar”dan söz etmek, kendi kendini kandırmanın ötesinde “abesle iştigàl” olur.
Peki, bu meyanda var olan ne? Var olan şey “siyasî istikrar”değil, belki “siyasî statüko”dur.
Ve, ortaya güvenilir bir alternatif çıkıp siyaset zemininde alenen zuhûr etmeyinceye kadar, aynı “siyasî statüko”nun varlığını korumaya devam edeceği kuvvetle muhtemeldir.