Müflis Suriye politikası
Türkiye’nin kritik bilumum iç ve dış politikası bir tek adamın iki dudağı arasından çıkacak sözlere endeksli hale gelmişse, o politikanın iflâsı kaçınılmaz olur. Ey âlem-i...
Türkiye’nin kritik bilumum iç ve dış politikası bir tek adamın iki dudağı arasından çıkacak sözlere endeksli hale gelmişse, o politikanın iflâsı kaçınılmaz olur.
Ey âlem-i İslâmî! İslâmiyet, selm ve müsâlemettir; dahilde nizâ ve husûmet istemez.
Lemâat; B. Said Nursî
Şimdilerde, ne yazık ki bu kaçınılmaz iflâs halini yaşıyoruz.
Aha şurada gayet açık ve net bir iddiada bulunuyoruz: Yâ AKP ciddiyetsiz Çözüm Süreci ve tutarsız Suriye politikasını değiştirmek zorunda kalacak, ya da Türkiye AKP ve Erdoğan’dan kurtulmanın bir formülünü bularak yoluna öyle devam edecek.
Aksi halde, kaostan kaosa sürüklenmekten başka önümüzde bir seçenek kalmayacak.
Zira, tekadamcılığın hükmettiği eski zamanda değiliz. Sultanlık, padişahlık sistemiyle idare edilmiyoruz. Kezâ, dünyada reis/lider odaklı satranç oyunları oynanmıyor.
Artık, her türlü siyasî, sosyal ve bilhassa diplomatik projelerin ortak fikir ve akıl yoluyla, meşveret ve şura ile gayet profesyonelce üretilip devreye sokulduğu gayet dehşetli bir zamanda yaşıyoruz.
Ama gelin görün ki, fâciaların böyle dalgalar halinde sökün edip üzerimize geldiği bir zamanda, biz tutmuş müflis tekadam siyasetine kendimizi kaptırmış, “sonuna kader reis” hülyâsının zebûnu olmuşuz.
Acaba ne beklenir, böylesi bir ucûbeden?
* * *
Burada yazdıklarımızdan dolayı, hemen peşinen bizi tarafgirlikle suçlayanlar olabilir. Siyasî taassupla hareket ettiğimizi düşünenler çıkabilir. “Zaten ne yaparsa yapsınlar siz Erdoğan’a ve AKP’ye karşısınız; sırf bu sebeple eleştiriyorsunuz” diyenler de pekâlâ olabilir.
Madem öyle, o halde biz de iddialarımızı hayalî veya havada bırakmamak adına, bazı müşahhas misâlleri sıralamaya çalışalım.