‘Tehcir’deki doğrular-yanlışlar (3)

Komşuyuz; komşu kalmalıyız İlâhî takdirin sevkiyle asırlarca aynı topraklarda insanca ve komşu olarak yaşadığımız Ermenilerle, yine aynı kaderi paylaşmaktan ve yine dost-komşu vaziyetini tercih etmekten...

Komşuyuz; komşu kalmalıyız

İlâhî takdirin sevkiyle asırlarca aynı topraklarda insanca ve komşu olarak yaşadığımız Ermenilerle, yine aynı kaderi paylaşmaktan ve yine dost-komşu vaziyetini tercih etmekten başka çaremiz yoktur.

Bu kaderî müşterekliğin hatırına, son yüz yılda yaşanan acıları dindirmeye, yıkılan köprüleri onarmaya ve açılan yaraları tedâvi etmeye vargücüyle çalışmak durumundayız.

Bundan her iki taraf da kazançlı çıkar; aksine hareket ise, hepimize zarar üstüne zarar verir.

Bu kanaatimizi ifade ettikten sonra, durum tesbiti noktasında, bir önceki bölümde kaldığımız yerden konuya devam edelim.

Savaş ortamında derinleşen yara

Birinci Dünya Harbi yıllarına (1914-15) gelindiğinde, Osmanlı’nın genel durumu, eskiye nazaran çok daha vahim bir tabloya dönüştü.

Hiç hesapta olmamasına rağmen, Osmanlı Devleti kendini bir anda savaşın ortasında buldu.

Yedi cephede birden savaşa katılan Osmanlı’ya, en ağır darbe Kafkas Cephesinden geliyordu.

Zira, bu cephede kış hazırlığı olmayan Osmanlı ordusunun karşısında, Rusya'nın kış şartlarında eğitim görmüş, ateş gücü yüksek, kalabalık ve dinamik Kafkas Orduları vardı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Meşrûtiyetten önceki Şûrâ 01 Nisan 2018 | 268 Okunma Türk Ocakları ve Barbaros heykeli 25 Mart 2018 | 174 Okunma İki Çanakkale var 18 Mart 2018 | 173 Okunma Yeşilaycıydı; katledildi 05 Mart 2018 | 216 Okunma Seferberlik hâli 27 Şubat 2018 | 239 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar