Ya demokratik ya adammatik
Şahıs merkezli çalışan “adam-matik” kafanın son bir buçuk asırlık mahsulâtı aşağıdaki gibidir.* Sultan Abdülhamid gibi adam yok. Onun gibisi gelmez. Onun düşmesiyle din elden gitti; vatan gitti...
Şahıs merkezli çalışan “adam-matik” kafanın son bir buçuk asırlık mahsulâtı aşağıdaki gibidir.
* Sultan Abdülhamid gibi adam yok. Onun gibisi gelmez. Onun düşmesiyle din elden gitti; vatan gitti, millet de yıkıldı gitti.
* M. Kemal gibi adam yok. O olmasaydı, biz de olmazdık. Vatanı da, milleti de bir tek o kurtardı. Yoksa, Türkiye diye bir ülke, bu coğrafyada Türk milleti diye bir ulus olmayacaktı.
* Mareşal Fevzi Çakmak gibi adam yok. Hem cesur bir asker, hem dindar bir siyasetçi.
* Adnan Menderes gibi adam yok. Durmak yorulmak nedir bilmeden, gece gündüz çalıştı. Köprüler, yollar, barajlar, fabrikalar inşa etti. Milletin büyük teveccühünü kazandı.
* Özal gibi, Erbakan gibi, Erdoğan gibi adam yok. Bunlar hem dindar kimseler, hem de ülke hizmetinde başarılı olmuş siyasetçilerdir.
* Şahıs merkezli siyasetin aktörleri, siyasetteki yolunu tarif ederlerken, misyondan ziyade, genellikle yukarıda isimlerini zikretmiş olduğumuz “karizmatik” şahısları yâdeder ve onların tarihe geçen şân ve şöhretleri üzerinden siyaset yapmayı tercih eder. Zira, her bir şöhretin kendi çapında seveni vardır. Dolayısıyla, onların toplamından, kendi zâtına münhasır, kendi şahsına odaklı geniş bir siyasî taban, bir politik sermaye teşkil edebiliyorlar.
Ortak nokta şöhretli adam
Yukarıda ismini zikrettiğimiz şahısların ortak özelliği, karizmatik kişilikleri ve tarihe geçen şöhretleridir.
Fikirleri ve inançları gibi, siyasî görüş ve düşünceleri arasında da büyük farklar var.