“Korku Türbülansı”ndaki ABD ve “Kontrolsüz Çok Kutupluluk” Planı
Çöküş Sendromu” ile yüzleşmeye başlayan ABD/Batı, ciddi anlamda bir korku türbülansına girmiş durumda. Daha önceki yazılarımda da değindiğim üzere, ABD-Batı; bırakın...
Çöküş Sendromu” ile yüzleşmeye başlayan ABD/Batı, ciddi anlamda bir korku türbülansına girmiş durumda. Daha önceki yazılarımda da değindiğim üzere, ABD-Batı; bırakın “dünyanın jandarmalığı” rolünü, artık kendi güvenliğini tesis etmekte, mahallesinin bekçiliğini bile yapmakta zorlanıyor.
Avrupa’da neredeyse her gün yaşanan “terör” hadiseleri, toplumun içinde bulunduğu kitlesel paranoya ve başta mülteciler olmak üzere farklı dinden ve etnik gruplardan olan insanlara yönelik faşizan-Haçlı tutumu bunun birer göstergesi.
Dolayısıyla Batı yüzyıllar sonrası ilk defa ciddi manada korku türbülansına girmiş durumda! Bu türbülansta üç faktör oldukça önemli. Birincisi, tarihsel hafızasından bir türlü çıkaramadığı “barbarlar göçü/istilası”; ikincisi, senaryolara/hayallere dayalı korkuların her geçen gün gerçekleşme durumu; üçüncüsü ise güç inşası sürecinde akıttığı kanlarda boğulma durumu, bir diğer ifadeyle düne kadar ezdiği-sömürdüğü dünyanın kendisiyle hesaplaşmaya doğru gittiğinin artık bir sır olmaktan çıkması.