Önce “Tehdit” Sonra “Hedef” Haline Getirme...
Emperyalizmin klasik bir numarası olmasına rağmen ne yazık ki bunu başta İslam dünyası olmak üzere, dünyada birçok yere güzelce yutturuyorlar. Size önce gaz veriyorlar, alan açıyorlar ve sonra da tehdit olarak...
Emperyalizmin klasik bir numarası olmasına rağmen ne yazık ki bunu başta İslam dünyası olmak üzere, dünyada birçok yere güzelce yutturuyorlar. Size önce gaz veriyorlar, alan açıyorlar ve sonra da tehdit olarak gösteriyorlar. Arkasından da hedef gösterip, “vurun” diyorlar! Ortadoğu’da Saddam Hüseyin bunun ilk akla gelen örneğidir.
Sadece Saddam ya da Irak bu tuzağa düşmüş değil. Ne yazık ki İran da bundan nasibini almış bir ülke. Kendisine sistematik bir şekilde alan açılan İran, bunun nasıl bir tuzak olduğunu göremedi, açıkçası akıl almıyor.
Zira 11 Eylül’den bu yana İran’ı kuşatma üzerinden onu kontrollü bir tehdit haline dönüştürmeyi hedefleyen bir süreç söz konusu idi. Bu, önce Afganistan ile başladı. Ardından Irak, Suriye ve Yemen ile devam ettirildi. İran, çok kısa bir zaman içerisinde “tehdit algısı” üzerinden bir tehdit haline dönüştürüldü. Şimdilerde ise hedef haline getirilmiş, kendini ifade etmekte zorlanan bir ülke durumunda.
Ve “İran tehdidi” denildiğinde bunu hemen satın almaya hazır bir kitle söz konusu. Nitekim Suudi Arabistan-Katar krizi bu tehdide yönelik tepkide “yöntem-araçlar” noktasında yaşanan bir görüş ayrılığının sonucu.