Akşener’in derin hesabı

Günlerdir muhalefet cephesindeki ikili üçlü görüşmeler sürüyor. O cephedeki en dikkat çeken hamle hiç kuşkusuz CHP'nin zorla 15 milletvekilini İP'e göndermesiydi. Şimdi geri...

Günlerdir muhalefet cephesindeki ikili üçlü görüşmeler sürüyor. O cephedeki en dikkat çeken hamle hiç kuşkusuz CHP'nin zorla 15 milletvekilini İP'e göndermesiydi. Şimdi geri döneceklermiş...
Kılıçdaroğlu bunu "büyük demokrasi hamlesi" diye sundu. Oysa o hamleyi sadece YSK değil, Akşener de boşa çıkarttı. Kılıçdaroğlu'nun gözünün içine baka baka da şöyle diyordu: "Bir yıldır siyasette önemli şeyler söylüyorum. 'Adayım' diyorum, vatandaşın karşısına böyle çıktım. Net tavrımdır, adayım. Ben çekilmiyorum. Geri adım atmayacağım."
Sonra daha da iddialı bir şey söyledi: "Ben 100 bin imzayla cumhurbaşkanı adayı olacağım. Bir çatı altında olmayacağım. Bizim ittifakımız milletle..." Herkes şaşırmıştı. Aslında şaşırmayacak gibi değildi. Ortak hareket etmeleri beklenirken, Akşener, 15 milletvekili veren CHP'ye "vermesen de olur" tadında meydan okuyordu.
Bu işte bir gariplik vardı. Kimi bu çıkışı "vefasızlık olarak" veya "talimat geldi?" diye şüpheyle yorumlasa da öne çıkan "kadın, siyasetin hakkını verdi" övgüsüydü. Tablo çok netti; Akşener, tabanını motive etmiş, CHP'yi de açığa düşürmüştü.
Peki bunun anlamı neydi? Akşener ne yapmak istiyordu? Biraz geriye gidelim, 5-6 yıldır iç ve dış siyasi mahfillerde hep Erdoğan'a alternatif arandı. Önce Erdoğansız AK Parti formülü ortaya atıldı, bunun için bazı siyasi aktörler yoklandı. Sonra Erdoğan'ı etkisiz kılacak, itibarsızlaştıracak onlarca operasyon devreye sokuldu.
Medya üzerinden yürütülen algı operasyonlarını saymıyorum Lahey'de yargılatmadan, darbe yapmaya kadar her şey denendi. Sonra bir noktaya gelindi. Zorla olmuyor siyasi dizaynla yapalım. Ellerinde AK Parti ile ilişkili bir A Planı vardı ve yedekte tutuluyordu. B Planı MHP üzerinden kuruldu. MHP'ye daha önce de operasyon çekilmişti ama bu kez içeriden kuşatma yöntemi denendi. Akşener'in 15 Temmuz öncesi "başbakan olacağım" iddiaları boş bir iddia değildi.
Şimdi bugüne gelelim. İki plan da bu günlerde muhalefet cephesinde devrede. Seçimlerin erkene alınması kurulan oyunun daha rahat uygulanmasını bozsa da rafa kaldırmadı. A Planı olarak eski AK Partili Abdullah Gül, hiçbir iddia ortaya koymadan sahaya çıktı. Hâlâ da tek kelime etmiş değil ama gündemde... İkinci alternatif ise Akşener'di. Hangisi öne çıkarsa... Formül belli, AK Parti'ye merkez sağ bir siyasi alternatif oluşturmak. Yani CHP'nin yerine ana muhalefet partisi olmak.
Akşener bu nedenle 2015'ten sonra devreye sokulmuştu. Çünkü küresel güçler FETÖ aracılığıyla 2010'da CHP'yi dizayn etmiş ama onca şey yaptırmasına rağmen istediğine ulaşamamıştı. CHP, geniş toplum kesimleriyle bağ kurmamış, AK Parti'ye alternatif olmayacağı ortaya çıkmıştı. AK Parti'yi ancak sağ bir muhalefet geriletebilirdi. Bunun için de artık CHP'nin ana muhalefet partisi olmaktan çıkması gerekiyordu.
İşte Akşener'in CHP desteğiyle CHP'ye meydan okumasının arkasında böyle bir küresel hesap var. O hesapla milletvekili seçimlerine ağırlık verilecek, Zaten CHP'den İP'e ciddi bir kayış vardı; şimdi bu Kılıçdaroğlu eliyle daha da aleni hale getirildi. Yanına Saadet ve DP'yi de alarak İP ana muhalefet partisi yapılacak. Akşener bunun ipucunu da verdi: "Milletvekilliği ittifakı aynı şekilde devam edecek. SP, İYİ Parti ve DP oluyor gibi görünüyor."
Kısaca önümüzdeki 24 Haziran'da iktidarın değişmeyeceği ama ana muhalefet partisinin değişeceği bir seçim olacak. Böylece Kılıçdaroğlu'nun da CHP'deki misyonu bitecek.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Genç teğmenler ve organize işler 24 Kasım 2024 | 1.025 Okunma Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de 23 Kasım 2024 | 120 Okunma Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı 22 Kasım 2024 | 902 Okunma İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? 21 Kasım 2024 | 1.079 Okunma Trump çöküşü durdurabilir mi? 19 Kasım 2024 | 393 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar