AB fonları ve değişen hayatlar
Suriyeli mülteciler nedeniyle de olsa son birkaç yılda soğuyan AB-Türkiye ilişkileri yeniden ısınıyor. Bu ısınmada kuşkusuz mülteci meselesinin katkısı büyük ama iş sadece ondan ibaret değil....
Suriyeli mülteciler nedeniyle de olsa son birkaç yılda soğuyan AB-Türkiye ilişkileri yeniden ısınıyor. Bu ısınmada kuşkusuz mülteci meselesinin katkısı büyük ama iş sadece ondan ibaret değil. AB-Türkiye ilişkileri de giderek derinleşiyor. Özellikle sivil toplum alanında önemli adımlar atılıyor. Önceki gün AB Bakanı, Volkan Bozkır'la Gaziantep'teydik. Bakanlık, sivil toplum örgütleriyle buluşma toplantısının 11'incisini orada gerçekleştirdi. Şehitkamil Kültür Merkezi'ndeki salona girince şaşırıyorum. Müthiş bir kalabalık var. G.Antep halkı, bir yanıyla yüreğini yakan Ankara'nın yasını şehrin her alanında hissettirerek tutarken hayata asılmayı da ihmal etmiyor. Onlara göre, teröre karşı ayakta kalmanın en etkili yolu ekonomide güç sahibi olmaktır. Bu açıdan G.Antep örnek illerimizin başında geliyor. Salondaki heyecan da bunu yansıtıyor. Onlarca sivil toplum örgütü, o salona gelerek Türkiye'den AB'ye uzanan insani köprünün, kurulan ticari ve kültürel ilişkinin nelere yol açtığını anlatıyor. AB Bakanı Bozkır ise söze bu noktaya nasıl gelindiğinden başlıyor: "Bugün 11. toplantıyı yapıyoruz. Yaklaşık 22 bin sivil toplum örgütüyle bir araya geldik. Çok büyük bir ilgi var. Sivil toplumun gelişmesini önemli addediyoruz. Çünkü gerçekten sivil toplum demokrasinin teminatıdır, temelidir."