AB, Türkiye’yi neden düşmanlaştırıyor?
Batı'yı korkutan asıl gerçek dünyanın merkezinin Doğu'ya kayması... Bu biliniyor. Ama ne var ki, ekonomik gücüne, siyasi tecrübesine rağmen Avrupa, bu gerçeğe uygun davranıp siyaset geliştirmiyor, tam aksine...
Batı'yı korkutan asıl gerçek dünyanın merkezinin Doğu'ya kayması... Bu biliniyor. Ama ne var ki, ekonomik gücüne, siyasi tecrübesine rağmen Avrupa, bu gerçeğe uygun davranıp siyaset geliştirmiyor, tam aksine rotayı içeri çevirip, statükoyu koruyan gerici bir tavır alıyor.
Bu da doğal olarak onu var eden değerlerle çatışma noktasına getiriyor. Ve ortaya kendini yenileyemeyen, dünyadaki değişimi doğru okuyamayan bir Avrupa çıkıyor. Oysa Doğu hem kendi kimliğine sahip çıkıyor hem de değişime açık.
Burada da Batı için iki güç öne çıkıyor; İslam coğrafyasındaki uyanışı temsil eden Türkiye ve önlenemez ekonomik yükselişe imza atan Çin.
Doğrusu ABD'nin yavaş yavaş rahatsızlığını belli ettiği Çin, henüz Avrupa'nın gündeminde değil ama aynı şey İslam ve onunla özdeşleştirilen Türkiye için söylenemez.
Türkiye ve İslam, özellikle 90'lardan bu yana Avrupa'nın gündeminde ve ötekileştirilmeleri için her şey yapılıyor.
Bugün Almanya, Avusturya ve Hollanda'da ortaya çıkan faşizan yaklaşım bu yüzden seçim dönemlerine özgü konjonktürel bir tavır değil. Siyasi, ekonomik ve kültürel bir altyapısı var ve Sovyetler'in devreden çıkmasıyla birlikte yükselmeye başladı. 2006'da Fransa'nın önemli sol aydınlarının katıldığı bir paneli izlerken bu yükselişi hissetmiş ve şunları yazmıştım:
"Fransa yapısı gereği küresel sürecin ortaya çıkardığı yakıcı sorunlarla yüz yüze.
Müslüman Türkiye'nin AB üyesi olma ihtimali ve çok değil 4 ay önce Paris banliyölerinde 'ötekilerin' yani göçmenlerin başkaldırması, Fransa'da ciddi bir 'ulusal dalga' yarattı." İşte dipten gelen bu ulusal dalga, bugün Avrupa'yı yakan ve kendi koyduğu kuralları bile hiçe sayan, ayaklar altına alan ırkçı faşist bir dalgaya dönüşmüş durumda. AB'nin demokratlarını da kara kara düşündüren bu dip dalgaya karşı ne yazık ki, AB yeni bir siyaset üretemedi. Tam tersine faşistlerin tuzağına düşerek, İslam ve Türkiye'yi düşmanlaştıran bir yol izledi.