Ani Harabeleri ve Mete Gazoz
Birkaç gün önce memleketim Kars'a, daha doğrusu doğduğum Cala (Esenkent) köyünün yanıbaşındaki Ani Ören Yeri'ne yapılacak geziye davet edildiğimde hiç tereddüt etmeden kabul ettim. Doğduğum...
Birkaç gün önce memleketim Kars'a, daha doğrusu doğduğum Cala (Esenkent) köyünün yanıbaşındaki Ani Ören Yeri'ne yapılacak geziye davet edildiğimde hiç tereddüt etmeden kabul ettim.
Doğduğum toprakları tekrar görecektim. Ama tek nedenim bu değildi.
Daha önemli nedenim, geziyi düzenleyenlerin amacıydı.
Ani sadece Ermenilerden ve Selçuklulardan kalma tarihi mekânlarıyla değil, Türklerin Anadolu'ya ilk giriş kapısı olması nedeniyle çok önemli bir merkezdi. Ama ne yazık ki bugüne kadar ne tarihi mekânlara, ne de bu mekânın siyasi misyonuna gereken ilgi gösterilmemişti.
Çocukluğumdaki gibi orası, uzakta bir köydü ve "harabeleri"yle kaderine terk edilmişti.
Son yıllarda restorasyon ve kazı çalışmaları yapılıyor ama -örneğin Selçuklu eseri Ebu'l Menuçehr Külliyesi restorasyonu bitmek üzere- yeterli değil. Hâlâ toprak altında devasa bir tarih açığa çıkmayı bekliyor ve hâlâ UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan, Kırk Kapılı bu sentez şehri cazip kılacak bir çevre düzenlemesi yok.
İşte Okçular Vakfı heyetinin gezisi bu kaderi değiştirme adına önemli bir adımdı.
Burayı Okçular Vakfı'nın...