Baykal ne diyor?
CHP'de kurultay için cin şişeden çıktı. İmza sayısı istenen rakama ulaşmasa da bu saatten sonra geri dönüş zor. Ya kurultay olacak ya da CHP ortadan ikiye bölünecek. İkinci yol şimdilik gerçekçi...
CHP'de kurultay için cin şişeden çıktı. İmza sayısı istenen rakama ulaşmasa da bu saatten sonra geri dönüş zor. Ya kurultay olacak ya da CHP ortadan ikiye bölünecek.
İkinci yol şimdilik gerçekçi görünmüyor ama CHP'lilerde ilk kez "ayrılık" olmasa da "yıkıp yeniden kurmak" fikri oluşmuş durumda. Tabanda yaşanan derin hayal kırıklığı da bunun tartışılmasına yol açıyor.
Bu da Muharrem İnce'nin elini güçlendiriyor. Artık CHP'de bir yönetim değişikliği istemeyen yok gibi... Etkili ve etkisiz bütün siyasi aktörler devrede. CHP'nin etkili isimlerinden Nihat Matkap, Hakkı Süha Okay, Fikri Sağlar ilk imza verenlerden.
Onlara göre; İnce, Ecevit'ten sonra CHP sosyolojisini heyecanlandıran tek isim. CHP bu fırsatı kaçırmamalı... Herhalde Kılıçdaroğlu'na yakın isimler de aynı şeyi düşünüyorlar ki birer ikişer gemiyi terk ediyor.
İki isim özellikle çok şaşırtıcı; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ve Ekonomiden Sorumlu Başdanışman Ekrem Kerem Oktay. İkisi de "CHP değişmeli" diyenler kervanına katıldı.
Kervana son katılanlardan biri de Gürsel Tekin. Tekin, kurultay için tarih verdiği gibi arabulucu olma mesajı da veriyor: "Bu konuda bize düşen görev varsa her türlü görevi de üstlenmek isteyen bir partili olarak söylüyorum; Partimizin şanına yakışır şekilde, 9 Eylül kuruluş yıldönümümüzdür. O gün bir kurultay yapılabilir."
Herkes pozisyonunu belirlemiş durumda. Geriye bir tek isim kalıyor; eski genel başkan Deniz Baykal. Baykal, hastanede iyileşmeye çalışıyor ama partide olup bitenleri de yakından izliyor. İmza toplamayı doğru bulmadığına ilişkin haberler çıkınca Mehmet Sevigen'i aradım.
Hastanede Baykal'la görüşen Sevigen, Baykal'ın şu sözlerini aktardı: "Partinin gerçek sahipleri delegelerdir. Delegelerin iradesine gem vurmamak gerekiyor. Delege ne derse o olur. Buna da saygı duymak lazım."
Bu tablo Kılıçdaroğlu'nun işinin zor olduğunu gösteriyor. Birkaç gündür o koltuğu kolay bırakmayacağını yazdım. Ama görünen o ki Kılıçdaroğlu daha fazla dayanamayacak. İmza toplansa aday olma şansı yok. İmza 600 civarında kalsa o koltukta rahat oturamayacak. Her ihtimalde işi zor...
İşi zor olan biri daha var: Muharrem İnce... Çok parçalı CHP'nin başına gelirse ne yapacak? Yeni bir siyaset üretip, ezberleri bozan bir yaklaşım mı sergileyecek? İktidarı düşmanlaştırma yerine eleştiren ama alternatif öneren bir siyaset mi izleyecek? Ya da Türkiye'ye demokrasi vaat ederken parti içi demokrasinin de önünü açıp yeni bir rüzgâr mı estirecek?
Bunların hiçbiri kolay değil. Ama öncelikle şu iki sorunun cevabını çok daha net vermeli. Aksi halde Kılıçdaroğlu'ndan farkı kalmaz:
- CHP, FETÖ'ye nasıl bakacak, 15 Temmuz'a kontrollü darbe diyecek mi?
Ne yazık ki bu konuda İnce'nin, seçim dönemi söylemi umut verici değil. Hâlâ "Amerikalılar beni aradı" söylemine ve Pensilvanya iddiasına açıklık getirmedi. İnce, bu haliyle CHP Genel Başkanlığı koltuğuna otursa bile 15 Temmuz demokrasi destanını yazan toplumun gönlünü, dolayısıyla seçim kazanma ihtimali yok.
İkinci soru da; PKK-HDP ilişkisine nasıl bakacak? PKK şiddetinin meşruiyet kazanmasına yol açan HDP'ye destek vermeye devam mı edecek? CHP'lilerin hiç değişmeyen AK Parti ve siyasal sistem analizi değişecek mi?
CHP artık bir karar vermeli, siyaset mi üretecek, yoksa sadece Kılıçdaroğlu gidip İnce mi gelecek? İkincisi olacaksa bu kadar tantanaya, bu kadar sıkıntıya ne gerek var.