BM zirvesinden ilk izlenimler
Birleşmiş Milletler'in 71'inci Genel Kurulu Türkiye için önemli bir fırsat oldu. Hem devlet hem de sivil toplum örgütleri bu fırsatı bir şansa dönüştürmek için yoğun çaba harcıyor. En başta da...
Birleşmiş Milletler'in 71'inci Genel Kurulu Türkiye için önemli bir fırsat oldu. Hem devlet hem de sivil toplum örgütleri bu fırsatı bir şansa dönüştürmek için yoğun çaba harcıyor. En başta da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibinde yer alan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji Bakanı Berat Albayrak, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AB Bakanı Ömer Çelik. Bir de bu geziye FETÖ nedeniyle katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ.
Ama sadece onlar değil, BM'ye ve özellikle de ABD'ye Türkiye'yi anlatmak için, birkaç koldan harekete geçen STK'lar da var. Bunda Ekonomi Bakanı Zeybekci'nin özel katkısı da dikkatlerden kaçmadı. Türkiye belki de ilk kez, hem ABD'ye hem de dünya siyaset arenasına bütün kuşatmalara rağmen eli çok güçlü çıkıyor. Şu ikisini saymak bile yeterli: 15 Temmuz gibi müthiş bir demokrasi destanı ve uzun süredir belli merkezlerce sürdürülen "Türkiye DAEŞ'i destekliyor" algısını yerle bir eden haklı Cerablus çıkarması. Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, çıktığı BM kürsüsünde sadece Türkiye'nin değil, dünyanın içinden geçtiği derin altüst oluşa dikkat çeken ve uyarıcı bir konuşma yaptı.
Birileri görmezden gelse de dünyanın geleceği, içinde merhamet ve adalet olan bu konuşma ekseninde şekillenecek. İşin siyaset ayağındaki bu haklı duruşa rağmen, hem Türkiye'ye yönelik dış dünyada yanlış bir algı var hem de Türkiye doğru dürüst kendini anlatamıyor. Bu eksikliğin, ilk kez bu kadar net fark edildiğini görüyorum. Sanıyorum bu nedenle de devlet, siyaset, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri topyekûn harekete geçmiş durumda.