Buna alçaklık denir
Meral Akşener'in Susurluk dönemindeki ilişkilerini, Çatlı'yla yakınlığını sorgulayınca, ondan önce darbeci solculardan ses geldi. Önce Ayşenur Arslan kinini kustu, ardından nefret üreten "solcu" OdaTv...
Meral Akşener'in Susurluk dönemindeki ilişkilerini, Çatlı'yla yakınlığını sorgulayınca, ondan önce darbeci solculardan ses geldi. Önce Ayşenur Arslan kinini kustu, ardından nefret üreten "solcu" OdaTv, Aydınlık ve Cumhuriyet de ona katıldı.
Biri "Neden düğünde olduğunu sakladın?" diyor, öteki "Sen niye vuruldun?" diye soruyor, bir başkası da "Mahmut Övür'ün vurulmasının sırrı ortaya çıktı" diye manşet atıyor. Akşener'in Gladyo'nun en önemli ismi Çatlı'yla nasıl bir ilişkisi olduğunu, Bakanlığı döneminde faili meçhuller olup olmadığını, Susurluk'un üzerinin niye kapatıldığını sorgulamayı bırakmışlar, "Mahmut Övür, Drej Ali'ye neden ihanet etti" diye sorguluyorlar.
Cumhuriyet, Aydınlık, Birgün gazetelerinin Paralel Çete'yle birlikte Meral Akşener'in arkasında sıralanmaları boşuna değil. İşin içinde bir tezgâh var. Sanıyorum sorduğum sorularla bu tezgâha çomak soktum ki, bu kadar rahatsız oldular.
Gazeteciliğin özellikle polis- adliye muhabirliği dahil her alanında çalıştım. Tüm amacım, Sabahattin Ali'den Abdi İpekçi'ye, 16 Mart Katliamı'ndan Uğur Mumcu'ya, bu topraklarda neden faili meçhul cinayetler işlendiğine, neden sık sık darbeler yapıldığına bir cevap bulmaktı. O dönemde, Uğur Mumcu'nun özellikle M. Ali Ağca ve Abdullah Çatlı'nın karanlık ilişkilerini anlatan yazılarını ilgiyle okurdum. Beni Çatlı'nın peşine takan işte o yazılardan biriydi.
Bir düğün gecesi
Şimdi gelelim katıldığım o düğüne... O düğün gecesine kadar, -yani 80'lerin ortasından 90'ların başına kadar- zaten yeraltı dünyasının önde gelen birçok ismini tanımış, haber yapmıştım. Drej lakaplı Ali Yasak'a da Çatlı'yla tanışmak için ulaşmıştım. Bunu kendisine daha ilk tanıştığımızda da söyledim. Ataköy sahildeki Mehmet Yasak'ın düğününe de o nedenle gittim.
Düğüne, Kanal 6 kameramanı Salih'le gitmiştim. Gazeteci olarak ve profesyonel bir kamerayla... Kalabalık bir düğündü. Daha önce Türkiye'ye ilk geldiğinde tanışıp, söyleşi sözü aldığım Ülkücülerin "Reis"i Abdullah Çatlı'yı uzun bir masada buldum. Yanına gittim; çekim yaptığımızı, bir iki soruya cevap verirse iyi olacağını söyledim. Konuşmayı kabul etmedi ama çekime de itiraz etmedi. O düğünden çektiğimiz görüntü sadece 8 dakikaydı. O görüntüleri söz verdiğim gibi tam 4 yıl sakladım.