CHP’nin tüzük kurultayından geriye kalanlar
CHP, hafta sonu 19. Olağanüstü Tüzük Kurultayı'nı yaptı. Yaptı ama ortaya ne çıktığı ve CHP'nin bu kurultayı neden yaptığı anlaşılamadı. Parti içi büyük bir demokrasi...
CHP, hafta sonu 19. Olağanüstü Tüzük Kurultayı'nı yaptı. Yaptı ama ortaya ne çıktığı ve CHP'nin bu kurultayı neden yaptığı anlaşılamadı.
Parti içi büyük bir demokrasi vaadiyle başlayan kurultay deyim yerindeyse büyük bir hayal kırıklığıyla noktalandı. Ve şu gerçek bir kez daha kanıtlandı; Ecevit ve Baykal'ı bıktıran parti içi demokrasinin hizipleşmeye yol açtığını bizzat Kemal Kılıçdaroğlu da yaşayarak öğrendi.
Tabii sadece o değil, CHP'li 47 milletvekilinin ortak bildirisi de işe yaramadı.
Muharrem İnce, Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner gibi alternatif siyaset önerenlerin de esamisi okunmadı.
Daha vahimi, kurultay bile yarım kalabilirdi. Bildiğim kadarıyla ilk kez bir CHP kurultayında bir divan başkanı görevini sonuna kadar tamamlayamadı. CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç, Divan Başkanı Hakkı Süha Okay'a küfredince Okay ve muhalifler salonu terk etti.
Aynı şeyi farklı bir gerekçeyle partinin genel sekreteri Akif Hamzaçebi de yaptı.
Çebi, genel başkanın yanına oturamayınca kurultayın ikinci gününe katılmadı.
İşin belki de en ilginç yanı, Okay'ın yerine Divan Başkanı olarak görev yapan Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, tüzük maddelerini genel başkanın istediği biçimde jet hızıyla geçirirken yaşandı.
O anlarda birçok siyasi aktörün çaresizliği görülmeye değerdi. Delegeye karşı parti içi demokrasiyi savunan bu aktörler, genel başkanın karşısında açıkça tavır alamadıkları için salondan kaçtılar. En çaresizi ise marjinal çıkışlarıyla kamuoyundan büyük tepki alan İstanbul'un yeni il başkanı "solcu" Canan Kaftancıoğlu'ydu.
Kaftancıoğlu, delegenin "hadi demokratlığını göster" tepkisi karşısında susarken, yönetime karşı da "İstanbul delegeleri beni dinlemiyor" çaresizliği içindeydi.
Tablo vahimdi ve kurultayın yarım kalma ihtimali yüksekti. Bu da ancak bazı tecrübeli CHP'lilerin araya girip, "AK Parti bize ne der?" kaygısıyla atlatılabildi.
Kurultay siyaset üretemeyen CHP'nin düşürüldüğü durumu bütün çıplaklığıyla bir kez daha gözler önüne serdi. Tabii üzerinde pek durulmayan iki önemli sonucuyla da dikkat çekti.
İlki, en sert muhalefet yürüten İlhan Cihaner'in şu sözlerinde saklı: "Artık hükümet parlamento içinde olmayacağı için yüzde 5 dışında tamamının önseçimle gelmesini önerdik." Bu öneri dikkate alınmasa da Cihaner'in bile yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni kabul ettiği anlamına geliyor. Yani CHP, bir yandan bu sistemi değiştireceğini söylüyor öte yandan da o sisteme hazırlanıyor.
İkincisine gelince... Tüzük kısmi de olsa hâlâ milletvekillerinin önseçimle seçileceğini söylüyor ama üzerinde fazla durulmayan öyle bir madde konuldu ki, önseçim tamamen kaldırılmış oldu. Tüzüğe konulan o maddeye göre, CHP herhangi bir partiyle, yani esamisi okunmayan Haydar Baş'la bile ittifak yaparak seçime girerse önseçim doğal olarak yapılmayacak.
Bu tabloya bakınca, CHP'lilerin Deniz Baykal'a yıllarca haksızlık ettiğini söylemek hiç de haksız olmaz.