Dua tartışmasına Yargıtay’dan bakmak
90'lı yıllarda Adliye Koridorları programını yaparken, en sık yaptığımız haberlerden biri dökülen adliyelerdi. Üst üste yığılmış dosyalar, daracık odalara sıkışmış...
90'lı yıllarda Adliye Koridorları programını yaparken, en sık yaptığımız haberlerden biri dökülen adliyelerdi.
Üst üste yığılmış dosyalar, daracık odalara sıkışmış hâkim ve savcılar, nefes alınmayacak kadar kalabalık olan duruşma salonları ve en kötüsü iş merkezleriyle iç içe geçmiş "Adliye Sarayları"... Hiç kimse bu manzaradan hoşnut değildi.
İstanbul'daki Şişli Adliyesi bu açıdan hafızalardan silinmeyen tipik bir örnekti.
Bu tabloya askeri ve ardından gelen FETÖ vesayet dönemlerinin ürettiği hukuksuzluklar da eklenince adalet sistemine güven yerlerde sürünüyordu.
Son yıllarda özellikle de 15 Temmuz sonrası FETÖ'nün tasfiye edilmesiyle hem yargının tarafsız ve bağımsızlığını güvence altına alan önemli reformlara imza atıldı, hem de mekânlarda ve fiziki altyapıda büyük bir değişim yaşandı.
Ancak buna paralel yargıya yönelik "siyasi" tartışmalar da hiç bitmedi. Geçmişinde derin bir tahribat olduğu için de bitecek gibi görünmüyor. Başkan Erdoğan, Adli Yıl'ın açılışı ve Yargıtay'ın yeni binasına taşınması töreninde bu derin tahribatın izlerinin silineceğine dikkat çekerek şöyle diyordu:
"Geçmişte...