FETÖ’nün ilk F-16 katliamı Uludere
Hiçbir şey 15 Temmuz'daki kanlı FETÖ darbe girişimi kadar bu kirli yapıyı açık ve net ortaya koyamazdı. Bu millete bedeli ağır oldu ama ilk defa başta siyasi partiler olmak üzere büyük çoğunluk...
Hiçbir şey 15 Temmuz'daki kanlı FETÖ darbe girişimi kadar bu kirli yapıyı açık ve net ortaya koyamazdı. Bu millete bedeli ağır oldu ama ilk defa başta siyasi partiler olmak üzere büyük çoğunluk Türkiye'nin içindeki bu küresel işgal kuvvetini fark etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı ve milletin direnişi olmasaydı bunu fark etmediğimiz gibi çok daha büyük bedelleri ödeyecektik.
Aslında bugüne kadar bu kirli yapının bu ülkeye siyaseten ne bedeller ödettiğini ve ne yönlendirmeler yaptığını tam da bilmiyoruz. Bu kirli geçmişe ilk kez önceki gün Enerji Bakanı Berat Albayrak dikkat çekti. Albayrak şöyle diyordu:
"Sadece Rus uçağı olayı değil, belki Gezi'yi başlatan olaylar, Uludere olayı gibi karanlıkta kalan konularla ilgili bile bu yapının bağlantılı olmadığını iddia etmek mümkün değil." Şimdi geriye dönülüp bakıldığında sanılandan çok daha fazla, Hrant Dink suikastından Oslo sürecine, asker sivil ilişkisinin baltalanmasından Askeri Casusluk Davası'na kadar birçok olayda bu kirli yapının izi olduğunu görüyoruz.
Hepsi önemli ama bunların içinde Uludere çok daha kritik bir kırılma noktası.
Bir anlamda Uludere, AK Parti iktidarına karşı açık savaşın başladığı 7 Şubat MİT darbesi öncesi bu kirli yapının en büyük operasyonu. 3 Ocak 2012'de Uludere katliamını "Hükümete gözdağı" olarak niteleyerek şu tespiti yapmıştık:
"Hükümetin 'İkinci Habur açılımı'na hazırlanması 'güvenlikçi' yaklaşımın yanına demokratik açılımı da koyduğunu gösteriyor.
Aslında hükümet -genelkurmay başkanlığı ilişkisi de rayına oturmuş görünüyor.
Ordu da 'darbeci ordu' algısından yavaş yavaş çıkıyor. Uludere katliamının sonuçlarına bakıldığında asıl amacın bu değişimi devreden çıkartmak olduğunu görmek hiç de şaşırtıcı değil." Kısaca Uludere ile Kürt meselesinde çözüm iradesini ortaya koyan Başbakan Erdoğan'ın Kürt sosyolojisinde oluşturduğu itibarı yıkılmak istenmiş, devletin de 90'lardaki imajına dönmesi hedeflenmiştir. Böylece PKK'nın güç kazanmasına, olayın Batı basınında geniş yer almasıyla da Türkiye'nin güç kaybetmesine yol açılmıştır.