Gülen - Öcalan ortaklığı
Yakın tarihimizde özellikle de 12 Eylül askeri darbesinden sonra Fethullah Gülen ve Abdullah Öcalan ismi hiç gündemden inmedi. İkisinin geçmişi de biraz daha geriye, 60 askeri darbesinden sonraki günlere dayanıyor. Ortaya...
Yakın tarihimizde özellikle de 12 Eylül askeri darbesinden sonra Fethullah Gülen ve Abdullah Öcalan ismi hiç gündemden inmedi. İkisinin geçmişi de biraz daha geriye, 60 askeri darbesinden sonraki günlere dayanıyor. Ortaya çıkışlarında da örgütsel hedeflerinde de bir "paralellik" var. İkisi de daha başından itibaren "paralel devlet" gibi örgütlendi. İkisinin de daha başından itibaren içerideki derin yapıdan çok küresel derin yapılarca seçilmiş olması büyük ihtimal. Onların 1999'da aynı küresel gücün politik kararlarıyla buluşmaları da tesadüf değil. İkisinin de ABD ile kader ortaklığı var. ABD, Gülen'i 28 Şubat sürecini bahane edip Pensilvanya'ya yerleştirirken Öcalan'ı da Kenya'da paketleyip Türkiye'ye teslim ediyordu. İşin ilginç yanı, Öcalan'ın Suriye'den çıkışı da bir ABD operasyonuydu. PKK ve çevresinin her 15 Şubat'ı büyük komplo olarak anmalarının görüntüden öte bir anlamı yok. Bu iki yapı da, AK Parti'nin iktidar olduğu son 15 yıllık dönemde birbirine düşman görünseler de ortak hedef için çalıştı. Biri devletin içinde, öteki dışında "paralel" örgütlendi. Biri AB sürecinde ve en çok demokratik adımın atıldığı dönemde bile şiddeti ve silahı hiç bırakmadı. Darbe dinamiğini hep canlı tuttu. Öteki "darbelerle yüzleşiyoruz" diye Ergenekon ve Askeri Casusluk davalarıyla suçsuz insanları içeri atıp sadece orduya değil siyasete de kumpas kurdu. Devleti kuşattı. Zamanı geldiğinde de harekete geçti. Türkiye, bir yıldır da yoğun olarak bu iki yapının kuşatması altında.