Hürriyet’in o manşeti ne işe yaradı?
15 Temmuz işgal girişiminin arkasındaki FETÖ yapılanmasını çözmenin tek yolunun ByLock olmadığı biliniyor. Devlete sızan kadroları ve darbe girişimine katkı verenleri teşhis etmenin birçok hukuki yolu...
15 Temmuz işgal girişiminin arkasındaki FETÖ yapılanmasını çözmenin tek yolunun ByLock olmadığı biliniyor. Devlete sızan kadroları ve darbe girişimine katkı verenleri teşhis etmenin birçok hukuki yolu kullanılıyor. FETÖ'cülerin kullandığı ByLock sistemi de bunlardan biri ve elbette çok önemli. Bu yüzden ByLock'a yönelik saldırılar önemseniyor ve eleştiriliyor.
Eleştiriliyor çünkü Hürriyet gibi "merkez medya" olduğunu söyleyen bir yayın, şu kritik dönemde "operasyonel" bir kullanımın aracı olabiliyor. Hürriyet'in bir süredir tartışılan "İşte herkesin aradığı ByLock" manşetini hatırlayın. Bu manşetin sadece habercilik kaygısıyla atılmadığını FETÖ'cülere ilaç gibi gelmesinden ve buna dört elle sarılmalarından anlıyoruz.
En basit örneğini birkaç gün önce ABD'de siyasi aktörlerin, kanaat önderlerinin çok izlediği internet sitesi Huffingtonpost'taki yazıda görüyoruz. Yazı FETÖ tetikçisi Mahir Zeynelov'a ait. Başlığı bile röportajın hedefini anlatmaya yetiyor:
"Türk gazetesi hükümetin uydurduğu ByLock senaryosunu çökertiyor."
Tam onların aradığı malzeme. Fırsatı vakit kaybetmeden kullanıp, uluslararası arenada FETÖ soruşturmasında ByLock'un yetersiz bir delil olduğu intibaını oluşturmaya giriştiler. Peki, bir gazete böyle kritik bir süreçte kim olduğu soru işaretleriyle dolu birinin söylediklerini araştırmadan, kontrol etmeden nasıl yayımlar?