Hurşit Külter ve ‘insan hakları’ çetesi
Türkiye son yıllarda sadece terör örgütlerinin açık saldırılarıyla değil, aynı zamanda içeriden ve dışarıdan medya ve sosyal medya üzerinden yürütülen ve tarihin en büyük algı...
Türkiye son yıllarda sadece terör örgütlerinin açık saldırılarıyla değil, aynı zamanda içeriden ve dışarıdan medya ve sosyal medya üzerinden yürütülen ve tarihin en büyük algı operasyonlarıyla karşı karşıya. Dünün kıyma makinesinde yok edilen üniversite öğrencilerinin yerini bu kez yeni ve daha "tehlikeli yalanlar" almıştı.
Sadece FETÖ ve PKK'nın kapsama alanına girenler değil, eski merkez medyanın, solun ve liberallerin bir kesimi de bu koroya katılmış ve "Türkiye otoriterleşiyor"la başlayan, "DEAŞ'a destek veriyor"la devam eden ve "Devlet 90'lara dönüyor"la kara bir kampanya başlamıştı.
İlginçtir, gelinen noktada, terör, darbe, canlı bombalarla sonuç alamayan kirli akılların algı operasyonları da yüzlerine çarptı. Ne oldu biliyor musunuz? Önce DEAŞ yalanı, şimdi de "Devlet 90'lara dönüyor" yalanı çöktü.
Nasıl olduğunu anlatalım. Çok değil 5 ay önce, mayısta PKK'nın sivil uzantısı DBP yöneticisi Hurşit Külter'in gözaltında kaybolduğu iddiası ortaya atıldı. O günlerde yüzde 80 oy aldıkları ilçeleri bile "halk savaşıyla" ele geçirmek isteyenler arasında o da vardı ve devletle "savaşı"yordu.
İşin en vahim yanı ise PKK ve çevresinin bu iddiasını, eski merkez medya yazarlarının, İHD ve Mazlum-Der gibi sivil toplum örgütlerinin hiç itiraz etmeden sahiplenip kampanyaya dönüştürmesiydi.