İP’te ipler kopuyor
24 Haziran seçim sonuçlarının bazı partilerde depreme yol açacağını seçim öncesi söylemiştik. Onlara göre ise toplumda derin bir dip dalga vardı ve iktidar sarsılacaktı. Ama öyle olmadı, "dip...
24 Haziran seçim sonuçlarının bazı partilerde depreme yol açacağını seçim öncesi söylemiştik. Onlara göre ise toplumda derin bir dip dalga vardı ve iktidar sarsılacaktı. Ama öyle olmadı, "dip dalga" muhalefeti sarsan 7 büyüklüğünde bir depreme dönüştü. Daha sandıklar açıldığında deprem yaşayan Saadet Partisi'ni saymazsak ilk sarsılan CHP'ydi. Ama CHP yalnız değil, proje partisi olarak devreye sokulan İyi Parti'de de "dip"ten gelen bir deprem yaşanıyor.
CHP'deki depremin büyüklüğü onu ikinci plana atsa da sarsıntı hayli büyük.
İP Genel Başkanı Meral Akşener veya yardımcısı Koray Aydın hiçbir şey olmamış gibi davransa da arka arkaya gelen istifalar, partide moralleri altüst etmiş durumda.
Bırakın illerde, ilçelerde yaşanan istifaları, parti yönetiminden istifa eden iki isim dikkat çekici: Partiye büyük umutlarla getirilen genel başkan yardımcısı eski bakan Ayfer Yılmaz ve Akşener'in başdanışmanı emekli Tuğgeneral Ali Aydın. Yılmaz sessiz sedasız istifa ederken, Aydın zehir zemberek bir açıklama yaparak Akşener'i suçluyor ve istifasını şu gerekçeyle açıklıyordu:
"Seçim sonrası 26 Haziran 2018'de genel idare toplantısı akabinde Sayın Meral Akşener'in yaptığı basın açıklamasında, 'Ellerinde şehit kanı bulunan HDP'yi 'Kürt siyasi hareketinin temsilcisi' olarak nitelendirmesi hem yüce Türk milletini hem de yüce Türk devletine gönülden bağlı Kürt kardeşlerimizi derinden yaralamıştır.
Ne yazık ki bu talihsiz açıklama da şahsım gibi terörle mücadeleye yıllarını vermiş birisi adına bardağı taşıran son damla olmuştur." Aydın nihayet HDP gerekçesiyle istifa etti ama bir FETÖ mağduru olarak FETÖ'yle mücadeleyi gündemine bile olmayan Akşener'e kişisel gerekçelerle destek vererek arkasında da ciddi soru işaretleri bıraktı. Aslında İP'teki derin rahatsızlık sadece CHP'yle ittifak, FETÖ ilişkili siyaset veya HDP'ye övgüyle sınırlı değil. İP'in asıl sorunu iç siyasi yapısındaki uyumsuzluk.
Partide birbiriyle çelişkili birçok grup var. Bu teşhisi koyanlardan biri de İP'in kuruluş aşamasında Akşener ismini öne çıkartan eski milletvekili ve MHP genel başkan yardımcısı Nazif Okumuş.
Okumuş, yaptığımız kısa sohbete şöyle başlıyor: "Seçim sonrası ortaya çıkan fotoğraf İyi Parti'nin akıbeti açısından maalesef düşük doğum gibi... Parti içinde üç grup var. Bunların bir arada durma ihtimali de yok. Eski DYP'den gelenlerle, bürokrasiden gelen birkaç isim daha şimdiden Erdoğan'ın çekim merkezine girmişler." Sonra sözü, İP içinde MHP il başkanları ve yöneticilerinden oluşan ikinci gruba getiriyor ve onların ruh halini de şöyle anlatıyor:
"Bunlar Ülkücülüğün MHP'de bittiğini belirtip, Bahçeli'yi teslim olmakla itham ediyorlardı. Şimdi ise roman yazıp heyecanlanacak derecede üç hilale kavuşmak için gün sayıyorlar." Gelelim son gruba... Okumuş'a göre İP içindeki son grup, "Bahçeli ile didişip, dövüşüp ayrılanlar"dan oluşuyor.
Onlardan bazılarını "sahnenin usta oyuncusu" olarak yorumlayan Okumuş şöyle diyor: "Bunlar birbirinden hiç hazzetmez.
İyi Parti'nin mecburi iskâncısıdırlar.
Onları ne Bahçeli ne de başka bir parti asla almaz. Birkaçı hazineden gelecek parayla gül gibi geçinip gideceklerini ve namerde muhtaç olmadan partiyi sosyal medya kurnazlıklarıyla ayakta tutabileceklerini düşünüyor." Okumuş'un son sözü İP'in geleceğiyle ilgili: "Büyük bir düş kırıklığı ve tek seçimlik parti... Yeni bir seçimde lup'la ancak fark edilir."