Kılıçdaroğlu erken seçim istiyor mu?
Türkiye içinden geçtiğimiz küresel altüst oluşa karşı ayakta kalma mücadelesi verirken asıl sıkıntı içerideki muhalefet zihniyetiyle yaşanıyor. Ne Türkiye'nin, Rusya ve İran'la bir araya gelerek...
Türkiye içinden geçtiğimiz küresel altüst oluşa karşı ayakta kalma mücadelesi verirken asıl sıkıntı içerideki muhalefet zihniyetiyle yaşanıyor.
Ne Türkiye'nin, Rusya ve İran'la bir araya gelerek bölgeyi kuşatan küresel güçlere karşı etkin bir duruş sergilemesi, ne de ABD Başkanı'nın Suriye'den çekilme sözüyle Suriye'de neler olacağı muhalefetin umurunda değil.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugünlerde yaptıklarına bakın. Akıl almaz bir gerilim siyaseti izliyor. Hiçbir ölçüsü yok. Cumhurbaşkanı'nı FETÖ'cü ilan ediyor, sanatçılara "güruh" diyor. Hızını alamıyor dönüp Afrin Harekatı'nın devam ettiği bir zeminde Atatürk'ün şu sözünü hatırlatıyor: "Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir."
Kılıçdaroğlu, bu siyasetiyle toplumsal ayrışmayı daha da derinleştiriyor. Hatta CHP'yi CHP olmaktan çıkartıyor.
Peki, bunu neden yapıyor?
İki gündür Ankara'da siyaset kulislerinin nabzını tutmaya çalışıyorum. CHP kulisleri bir hayli hareketli ama kimsenin dönüp bu gerilim siyasetiyle ilgilendiği yok. Sokağı hareketlendirsin diye partiye taşıdığı PM üyesi Sera Kadıgil veya İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu gibi isimler bile gerilim siyasetinde Kılıçdaroğlu'nun gerisinde kaldı.
CHP'lilere göre Kılıçdaroğlu, bu siyasetiyle umudunu küresel güçlerin siyasi ve ekonomik olarak Türkiye'yi sıkıştırmasına bağlamış durumda. Böylece bütün muhalifleri kendi etrafında toplayacak ve "iktidar olacak" sanıyor. Buna ekibi bile inanmıyor ki, CHP'li bütün siyasi aktörler belediye başkanı olmak için kıran kırana bir yarış içinde. Çünkü onlar, yapılan bütün kamuoyu araştırmalarında CHP'nin oy kaybettiğini görüyor. En son kendi yaptırdıkları ankette bile CHP'nin oy oranı yüzde 20'nin altında...
Bu yüzden CHP genel başkan yardımcıları, grup başkan vekilleri büyükşehir, il veya İstanbul, İzmir, Adana gibi illerin kazanma şansı olan ilçe belediye başkanlıklarının peşinde. Ve hepsi de "cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler"in erkene alınmaması için dua ediyor. Onlara göre yerel seçimlerin önce yapılması CHP için bir şans.
Peki bu noktada CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ne düşünüyor? Türkiye için kara bir tablo çiziyor ve kötü yönetildiğini söylüyor ama hiç seçimlerin erkene alınmasından söz etmiyor. Oysa Ankara kulislerinde AK Parti ve MHP dışında herkes sabahtan akşama erken seçim olasılığından söz ediyor. Piyasa da bu beklentiye girmiş durumda.
Peki neden ana muhalefet partisi bu beklentiyi bir fırsata dönüştürmüyor?
Kılıçdaroğlu'nun cevabı ne bilemem ama siyaset kulislerinin cevabı belli, arzuladıkları ekonomik kriz derinleşmeyeceği gibi muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısına çıkaracağı güçlü bir adayı da yok.
İşte bu nedenle Kılıçdaroğlu gerilim siyaseti izliyor ve zamanın uzaması işine geliyor. Anlaşılan, önümüzdeki günlerde CHP'ye taşıdığı bazı siyasi aktörleri daha fazla sokaklarda göreceğiz. Görevleri de siyaseti germek. O gerilim CHP'ye oy mu getirecek yoksa oy mu kaybettirecek? Yaşayıp göreceğiz.
İstanbul CHP'de sürpriz bir isim
CHP'de merkezden yerele bir kaçış var. En çok ilgi çeken il ise İstanbul. Sayı çok ama iki isim öne çıkıyor: Gürsel Tekin ve Akif Hamza Çebi... Son günlerde bunlara, sürpriz bir isim daha katıldı. Adı ilk kez bir süre önce Konsensus Araştırma şirketinin İstanbul'da yaptığı ankette yer aldı. İlk sırada Gürsel Tekin, üçüncü sırada ise Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu vardı. Aslında böyle bir sıralamada yer alacağı kimsenin aklına bile gelmezdi.
Acaba getirildi mi?
Kulislerde Kılıçdaroğlu'nun ona da "hazırlan" dediği konuşuluyor. İşin içinde bir kumpas mı var yoksa doğal bir süreç mi yakında görürüz.