Partiler ve başkanlık sistemi

Başkanlık sistemi tartışmaları biraz erken bulunsa da kaçınılmazdı. Türkiye eninde sonunda bu noktaya gelecekti.Partilerin bu tartışmadan kaçması mümkün değil.AK Parti, 7 Haziran öncesinden daha...

Başkanlık sistemi tartışmaları biraz erken bulunsa da kaçınılmazdı. Türkiye eninde sonunda bu noktaya gelecekti.
Partilerin bu tartışmadan kaçması mümkün değil.
AK Parti, 7 Haziran öncesinden daha avantajlı durumda. Bu da mevcut modelini güçlendirerek sahaya çıkarsa etkili olabileceğini gösteriyor.
CHP, yine aceleci bir tavırla başkanlık sistemine "hayır" diyerek pozisyonunu güçlendirmeye çalışıyor ama "hayırcı" siyasetle gideceği bir yer yok. MHP'nin durumu ise biraz karışık, yönetim karşı çıksa da tabanın "başkanlık"la bir sorunu yok.
HDP'ye gelince... HDP yönetimi başkanlık tartışmasını bir fırsata dönüştürmek istiyor. Bir anlamda meşruiyet zemini arıyor.
Partilerin bu pozisyonları tartışmayı nasıl etkiler zaman içinde göreceğiz ama aslında bu noktaya geliş, 7 Haziran tablosundan belliydi. Bu köşede 20 Haziran 2015'te şunları yazmıştık: 
"7 Haziran seçimleri belki Türkiye'yi bir süre sıkıntıya sokacak ama asıl çözülmesi gereken sorunu da bizzat yaşatarak gösterecek. Bu da siyasi sistem sorunudur. Bu tablo, ister istemez yeni anayasa, siyasi partiler ve seçim kanununu da kapsayan köklü bir değişimi çok sürmeden önümüze getirecek.Yani anlayacağınız muhalefetin diline doladığı başkanlık sistemi meselesi biraz geciktirilse de gündemden düşmüş değil. Bu tecrübeyle çok daha gerekli olduğu ortaya çıkacak ve Türkiye demokrasi ve hukuk üreten kendi siyasal sistemini oluşturacak." 
Muhalefet partileri bu sürece katkı sunarlarsa hem kendileri hem ülke kazanır.
Çünkü daha önce de belirttiğimiz gibi, "Türkiye, ucube bir sistemle yönetilemez.
Ayrıca halkın yüzde 52 oyuyla cumhurbaşkanını seçtiği bir noktadan da geri dönülemez." 
Buna tabii bir de darbelerin yarattığı vesayetçi siyasal sistemi eklemek lazım. Bu vesayetçi yapı, anayasadan kaynaklı özgürlükleri kısıtladığı gibi siyasal partilerin alanını da daraltıyor.
Bu gerçek yeni bir anayasayla yeni bir siyasal sistemi zorunlu kılıyor. Anayasalar sadece özgürlükleri güvence altına alan metinler değil, o metinleri hayata geçirecek kurumları da inşa ediyor.
Bu yüzden AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Şentop, özgürlüklerle birlikte anayasanın "kurumsal mimari"sinin değişmesi ve milli iradeye uygun inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı 22 Kasım 2024 | 446 Okunma İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? 21 Kasım 2024 | 1.071 Okunma Trump çöküşü durdurabilir mi? 19 Kasım 2024 | 391 Okunma Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi 17 Kasım 2024 | 449 Okunma ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ 16 Kasım 2024 | 425 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar