Siyasi nefret dilinin sokağa yansıması
Suriyeli göçmenler meselesine birkaçı hariç, ne yazık ki muhalefet partileri ağırlıklı nefret söylemiyle baktı. Başından beri bu hiç değişmedi. Özellikle seçim dönemlerinde had safhaya...
Suriyeli göçmenler meselesine birkaçı hariç, ne yazık ki muhalefet partileri ağırlıklı nefret söylemiyle baktı. Başından beri bu hiç değişmedi. Özellikle seçim dönemlerinde had safhaya ulaştı. Şimdi buna sınırlara dayanan ve yalanlarla abartılan Afgan göçü de eklenince muhalefet yeniden harekete geçti. Kullandıkları kışkırtıcı dilin nasıl bir kaosa yol açtığına da tanık olduk.
Önceki akşam Ankara Altındağ'da az kalsın bir felaket yaşanacaktı. Altındağ'daki bir parkta çıkan kavgada bıçaklanan 18 yaşındaki Emirhan Yalçın'ın yaşamını yitirmesi, fitili ateşlemeye yetti. Tıpkı İstanbul Beyoğlu'nda yaşanan 6-7 Eylül vandalizmi gibi... Suriyeli ve Afganlara ait evler taşlandı, bazı dükkânlar yağmalandı, araçlar ateşe verildi. Peki bu noktaya sokaktaki insan kendiliğinden mi geldi? Birilerinin geçmişteki gibi bu zemini kullanmasını, "uyuyan hücreleri" harekete geçirmesinİ bir yana bırakıyorum. Asıl sorun, aylar, hatta yıllardır başta CHP ve İP olmak üzere birçok siyasi parti ve aktörün....