Üç vakte kadar üç partide olacaklar
Muhalefet partileri umudunu AK Parti çevresinde yaşanan iç gerginliğe bağlamış ama oradan bir şey çıkmayacağını onlar da biliyor. Her şeye rağmen AK Parti, kendisini dönüştürmeyi bilen, yeni...
Muhalefet partileri umudunu AK Parti çevresinde yaşanan iç gerginliğe bağlamış ama oradan bir şey çıkmayacağını onlar da biliyor. Her şeye rağmen AK Parti, kendisini dönüştürmeyi bilen, yeni koşullara adapte olmayı başaran bir parti. Şu sıralarda medyanın deşmeye çalıştığı, patlamasını istediği parti içi kavganın sosyolojik zemini de yok. Çünkü arkasında hâlâ sistemin mağdur ettiği güçlü bir sosyolojik taban var ve hâlâ değişimi savunan tek parti o. Ama muhalefet partileri için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Türkiye demokrasisinin temel sorunu da bu. CHP ve MHP'nin durumuna bakın. Her iki parti de yeni toplumsal kesimlere seslenemedikleri gibi, oy aldıkları kitleyi bile tatmin edemiyor. Statükoyu korumaya kalkmanın sonucu bu. Eskiyi koruyan yeniyi kuramıyor. Bu yüzden kavga daha çok bu iki partinin içinde yaşanıyor. Nereye savrulacaklarını, nasıl bir iç kavga yaşayacaklarını kimse kestiremiyor. CHP'de Deniz Baykal eleştirilerini sürdürüyor. Aslında o eleştiriler bir anlamda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için can simidi oldu. Çünkü birkaç koldan Kılıçdaroğlu'na yönelik ciddi bir muhalefetin ayak sesleri duyulmaya başlamıştı. Fikri Sağlar'dan İlhan Cihaner'e, Battal İlgezdi'den Aykut Erdoğdu'ya, çok sayıda isim kurultay sonrası "Bu böyle gitmez" diyerek bayrak açmaya hazırlanıyordu. Ancak Baykal devreye girince, bu isimler geri adım atmak zorunda kalıp sustular. Bu sessizliğin uzun süreceğini sanmıyorum.