Utanç manşetleri
Cumhuriyet gazetesi basın tarihine bir kez daha utançla geçecek bir manşetle çıktı. Bir yanda kocaman terörün fotoğrafı, öte yanda Cumhuriyet adına yazılan utanç belgesi diyeceğimiz bir başyazı......
Cumhuriyet gazetesi basın tarihine bir kez daha utançla geçecek bir manşetle çıktı. Bir yanda kocaman terörün fotoğrafı, öte yanda Cumhuriyet adına yazılan utanç belgesi diyeceğimiz bir başyazı... Şu satırlara bakın, bu teröre açıkça destek ve meşruiyet sağlamak değil mi? "Bir yanıyla adaletin ayaklar altına alındığı bir ülkede, yargıdan umudunu kesenlerin, kendi adaletini uygulamaya başlamasının sinyali var."
Bu cümlenin Türkçesi şu: Yargıdan umut kesilmişse silah kullanmak haktır. Bu tespitin yalan ve yanlış olduğu bir yana, yaşanan terörün gerekçesi olarak bir gazetenin manşetinden sunulması dehşet verici. Terörün hiçbir gerekçesi olamaz.
Şu satırların yanına elindeki silahı bir savcının başına dayayan teröristi koyar, ona da "polislerin kimliğini talep eden eylemciler" derseniz, ardından söylediğiniz "her türlü şiddete karşı durmalı" sözünüzün hiçbir anlamı kalmaz.
Ortada bir yargı mensubuna, dahası yargıya yöneltilmiş açık bir terör eylemi var. Talepleri de o zihniyete uygun: "O isimlerin halkın karşısına çıkıp canlı yayında suçlarını itiraf etmesini istiyoruz. Daha sonra tabii ki o suçun cezası neyse halk tarafından halk mahkemesinde verilmesini istiyoruz."