Vesayete son meydan okuma
Türkiye'deki ister kritik ister olağan seçimler olsun, İstanbul'un belirleyici rolü tartışılmaz.16 Nisan'daki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için de bütün gözler İstanbul'da... Yenikapı...
Türkiye'deki ister kritik ister olağan seçimler olsun, İstanbul'un belirleyici rolü tartışılmaz.
16 Nisan'daki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için de bütün gözler İstanbul'da... Yenikapı mitingi bu anlamda bir mihenk taşı...
Tıpkı 15 Temmuz darbe girişimine karşı, 7 Ağustos'ta ortaya çıkan Yenikapı ruhu gibi...
Bu büyük buluşma, bir anlamda vesayet sistemine, bürokratik oligarşiye son meydan okumaydı.
Tabii aynı zamanda küresel sistemin Avrupa üzerinden yürüttüğü kuşatmaya da...
Metroyla İstanbul Levent'ten Yenikapı'ya giderken akın akın gelen kalabalıklarla ara ara sohbet edip, 16 Nisan'ı sordum. Hepsi olup bitenlerin farkındaydı. Dışarıdaki saldırıların da içerideki direncin de nedenini bilen bir kitle vardı. Öfkesiz ama umutlu ve kararlı...
Öbek öbek kalabalıklarla sohbet ederken, öne çıkan ve tepki çeken son günlerin gündem maddesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "kontrollü darbe" açıklaması ve CHP eski genel başkanı Deniz Baykal'la Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un "denize dökeriz"itiraflarıydı.
Orta yaşlı bir vatandaş Kılıçdaroğlu'na şöyle sesleniyordu: "Eğer 15 Temmuz'da tankların önüne yatmamız, bombalara direnmemiz kontrollüyse siz neden o gün tankların üzerine çıkıp meydan okumadınız? Kemal Bey, şehitlerimizin ruhunu incittiğinin farkında değil.
Aslında farkında olmasını da beklemiyoruz." "Denize dökme" meselesine kalabalıklarıntepkisi daha da sertti: "Hele bir denesinler.
Onların ne haddine milleti denize dökmek.
Tanklara meydan okuyan bir milletiz." Yenikapı Meydanı'nda ilk kez bir başka gerçekle de karşılaşıyorum. AK Parti içi kırgınlığın yüksek sesle dillendirilmesine... Kiminle konuşsam, AK Partili eski birçok siyasi aktörün sessizliğine karşı sitem,