Yalanla ne amaçlandı?
Küçük kıyametin 9'uncu günündeyiz. Dünyada eşi benzeri olmayan bir dehşet yaşadık. Deprem ülkesiydik ama bu kadarını kimse tahmin etmedi, edemezdi de. Kayıplarımız büyük ama umudumuz da bir o kadar...
Küçük kıyametin 9'uncu günündeyiz. Dünyada eşi benzeri olmayan bir dehşet yaşadık. Deprem ülkesiydik ama bu kadarını kimse tahmin etmedi, edemezdi de. Kayıplarımız büyük ama umudumuz da bir o kadar büyük.
Bir yanda enkaz altından çıkan mucize hayatlar var, bir yanda o hayatlar için koşan ve müthiş bir yardımlaşma örneği veren millet. Devlet, yerel yönetimler, sivil toplum ve siyasi partiler var. Dahası hâlâ insanlığın ölmediğine şahit olduğumuz, yardım ve kurtarma ekipleri göndermek için çırpınan bir dünya var.
Savaşa ve onca kötülüğe rağmen hâlâ yaşanabilir bir dünya varsa bu yüzdendir
Ne yazık ki umut veren bu fotoğrafa rağmen asıl sorunumuz siyasilerin deyimiyle iç cephemizde... İçimizde daha depremin ilk anından itibaren umutsuzluk yayan, yalan haber yapan, kışkırtan, felaket üzerinden siyaset yapanlar var.
Sayıları da az değil, sonunda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu isyan etti:
"Yaşadığımız tek güvenlik sorunu yağmacılık değil, yalancılıktır. Allah hepimizi bundan muhafaza etsin."
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise şöyle diyordu:
"O...