Arıyoruz
Bir kısmımız Mevla’mızı arıyoruz, bir kısmımız belamızı arıyoruz. “Arayan Mevla’sını da bulur, belasını da bulur” demiş atalarımız. Bela yolunda ilerlerken Mevla’ya giden...
Bir kısmımız Mevla’mızı arıyoruz, bir kısmımız belamızı arıyoruz.
“Arayan Mevla’sını da bulur, belasını da bulur” demiş atalarımız.
Bela yolunda ilerlerken Mevla’ya giden yolu bulanlar da olmuştur.
Mevla’nın yolunda yürürken belaya uğrayanlar da olmuştur.
Hepimiz bu dünya sahnesinde aynı zamanda artistlik de yapıyoruz.
Kimimiz Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Muhammed aleyhisselamları örnek alıyor ve rolümüzü onlara bakarak yerine getiriyoruz, geçici dünyamızı peygamberi bir hayat yaşayarak ahiretimizi cennete dönüştürmeye çalışıyoruz.
Kimimiz, Firavun’u, Nemrut’u, Karun’u, Haman’ı örnek alıp her türlü saltanatı yaşadığını zannedip öldükten sonraki sonsuz hayatında ateşte yanmayı seçiyor.
Hepimiz arıyoruz.
Bir kısmımız serveti, şehvete, şöhrete ve saltanata tercih ederek arıyoruz. Bir kısmımız, şehvet yolunda servetini, şöhretini, saltanatını feda ediyor.
Kimimiz, saltanat için servetini, şehvetini, dostunu, şöhretini ayaklar altına alabiliyor.
Bazılarımız da şöhret için sahip olduğu her şeyi basamak yapabiliyor.
Bütün sorun, çocukluğumuzda bizim gözümüzde büyüyen insanların örnekliğidir.
Babamız, annemiz, öğretmenimiz, mahallenin saygın veya tanınan insanı, ilimde siyasette öne çıkanlar, sanatta öne geçenler, ticarette motor olanlar… Bütün bunların her adımı, her kelimesi, her tavrı bizim neyi, nerede, nasıl arayacağımızı bize dikte ediyor ama biz farkında olmuyoruz.
Buyurun, Rabbimizin, İbrahim aleyhisselamı imtihan ettikten sonra:
“Hani İbrahim›i, Rabbi birtakım kelimelerle imtihan etmişti de, O da bunları tam olarak yerine getirince Allah da: «Ben Seni bütün insanlara imam/lider) yapacağım» demişti. İbrahim de: (Ya Rab) neslimden de (imamlar önderler çıkar) deyince (Allah): «zalimler ahdime (o imamlığa) erişemezler» buyurdu.” (Bakara süresi ayet 2/124) haber vererek Onu imam/lider yaptığını haber verir.