Bin türlü terslik var
Ülke insanını her şeyden haberdar etmek isteyen seçkin gazetecilerimiz, şahısların, ailelerinin onuruyla oynuyorlar.Dava açmaya gücü olmayanların, hesap sormaya eli ermeyenlerin üzerinde o iftiralar sakız gibi...
Ülke insanını her şeyden haberdar etmek isteyen seçkin gazetecilerimiz, şahısların, ailelerinin onuruyla oynuyorlar.
Dava açmaya gücü olmayanların, hesap sormaya eli ermeyenlerin üzerinde o iftiralar sakız gibi yapışıp kalıyor.
Seçkin gazetecilerimiz en azından üniversite mezunu. Kendisini saygın gazete patronu sayanların eli ayağı. Yani patronunu temsil ediyor.
Dünkü gazetelere göre iftiraya uğrayanlardan gücü yeten de yerde kavga edecek yer bulamamış havada uçakta giderken gazeteciye küfrediyor.
Bu olay olmadı ise gazetelerin yeni bir yanlışı demektir.
Oldu ise uçakta kavga çıkaran oyuncu yanlış yapıyor.
Gazeteci iftira etmişse hem gazeteciye hem patronuna ve onu haber yapan yetkilisine ayıp.
Bütün bu olayların geçtiği kişiler bu ülkenin saygın okullarında eğitim almışlar ve kendilerince iyi yerlere gelmişler.
Dünün haberlerine göre, araştırılarak göreve alınan polis, yabancı sevgilisiyle Rus ruleti filmleri seyrediyor ve “Öyle oynanmaz, böyle oynanır diyerek başına sıkıyor ve bu dünyadan ayrıldığı haberi gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor.
Ergenekon davası sürerken dünya hapishaneleri içinde en kültürlü tutuklusu bulunan hapishane, Silivri hapishanesidir diye yazmıştım.
Şu anda da tutuklu ve kaçak sayısı esas alınırsa tahmin ediyorum yine birinciliği alabiliriz.
General, profesör, milletvekili suç işledi diye tutuklanıyor.
Suç işledilerse onlara ayıp, onları okutanlara ayıp.
İşlemden atıldılarsa onları içeri atanlara ve onları eğitenlere ayıp.
Bunlar ülkenin en seçkin insanları. Suç işledi diye içeri atılıyorlar.
“Mahkemeden berat ederse çıkar” denildi.
Suç işlememiş olanlar berat edildi.
O zaman içeri atanlarda sorun var demektir.
Sorun ne ondadır ne bunda. Sorun, yalnız ülkemizin sorunu değil dünyamızın sorunudur.