Fidanlar!
Toros dağlarından Kazdağı’na geçerken yol boyunca asfaltın kenarındaki çiçeklerin, asfalttan uzak olanlara göre daha gelişmiş olduğunu gördüm.Galiba bu asfalt boyu açan çiçekler, asfalttan...
Toros dağlarından Kazdağı’na geçerken yol boyunca asfaltın kenarındaki çiçeklerin, asfalttan uzak olanlara göre daha gelişmiş olduğunu gördüm.
Galiba bu asfalt boyu açan çiçekler, asfalttan aldıkları gıda, insan yüzünden aldıkları mutlulukla daha fazla gelişiyorlar.
Rüzgârın etkisiyle geçenlere el sallayan çiçekler, yorgun şoförlerin yorgunluğunu alıyor ve içine mutluluk iksiri salıyor.
Yol kenarındaki bağ ve bahçelerin meyveleri olgunlaşmış, olgunluğu oranında dallar mütevazı bir şekilde saygıyla yere doğru eğilmiş.
Meyvesiz ağaçlar da dimdik durarak yol boyunca gölgeleriyle insanlara hizmete devam ediyorlardı.
Göçer köyümde yol boyundaki üzüm bağlarının yola yakın kateri/sırasındaki çıbıklar/üzüm ağaçları, yoldan geçenlerin yiyip içmesi için ayrılırdı.
Meyve bahçelerinde de bir ağaç, gelip-geçenlerin yiyip içmesi için ayrılırdı.
Hızlı ulaşım, yol boyu hanların, köy odalarının harap olmasına sebep olduğu gibi yol boyu yolculara ayrılan meyve ağaçları da şimdilerde bırakılmıyor.
Bu halkımızın cimriliğinden kaynaklanmıyor, şartlar bunu gerektiriyor.
Bir arkadaşım, bu sene Isparta’nın bir ilçesinde mola verdiğini, ailesiyle bir ağacın gölgesinde dinlenirken bir kız çocuğunun bir demlik çay ve biraz meyve getirerek “Annem gönderdi” dediğini anlattı.
Taşrada bunlar olur, köy ve küçük şehirlerde buna benzer davranışlar sergilenir ama büyük şehirlerde olmaz demeyin.