15. yılı 15 Temmuz’la kutlamak…
Her partiye nasip olmaz... Ama AK Parti sıradan bir parti değil; arkasına 200 yıllık halkçı mücadeleyi takıp getiren bir halk hareketi olduğu için bu onur ona nasip oldu. 14 Ağustos 2001’de Recep Tayyip...
Her partiye nasip olmaz... Ama AK Parti sıradan bir parti değil; arkasına 200 yıllık halkçı mücadeleyi takıp getiren bir halk hareketi olduğu için bu onur ona nasip oldu. 14 Ağustos 2001’de Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kurulan AK Parti, bu kadim hareketin siyasi aktörü olmakla, bir parti işlevinin ötesine geçti, kurucu özellik kazandı.
Girdiği her seçimi kazandı ve sayısız darbe, engelleme teşebüsünden güçlenerek çıktı. 15 Temmuz’da ise, müsebbiplerinin asla tahmin edemedikleri şekilde, milli iradenin aktörleşmesi, sahaya inmesi, tekleyen devlet kurumlarının fonksiyonunu üstlenmesi ile vahşi, gözü dönmüş bir işgal girişimi mağlup edildi.
Böylelikle, Gezi’den beri, merkezinde FETÖ, PKK, DAİŞ’in şiddet üreten unsurlar, CHP, HDP ve seçkinlerin ise tüm kurumlarıyla sivil aktör olarak yer aldıkları “Erdoğan’ı hal etme” ittifakı, milli irade karşısında daha fazla dayanamayarak dağıldı.
15 Temmuz’a kadar bir şekilde her hamlede kol kola mücadele eden bu ittifak 15 Temmuz gecesi neden çöktü?
1-Lider, Erdoğan yok edilemedi veya ülkeden kaçırılamadı ya da ailesiyle ellerine kelepçe takılarak sembolik ölümü gerçekleştirilemedi.
2-Halk, ki bunlar daha çok muhafazakar çevrelerden oluşuyordu; muazzam bir demokratik tavır gösterdi. Son 15 yılın reformları ile siyasetin güçlenmesinin milli iradeyi nasıl merkezi güç haline getirdiği çok iyi deneyimlenediğinden, Menderes’in hatırası gibi geçmiş vesayet pratikleri de hatırda olduğundan, millet, iradesine, onuruna ölümüne sahip çıktı. Çünkü, o gece bedel almayı göze almaması durumunda, asıl bedelin vatanı kaybetmek olduğunu biliyordu. Bir de makus tarihten intikamını alacağı anın geldiğini fark etmişti.