Akıntıya karşı…
Kişisel ve toplumsal travmaların en öne çıkan özelliği, zaman kavramında bir donukluk yaratmasıdır.İnsanlar ve toplumları yöneten bilinçdışı, onlarla baş edebilmek adına, başlarına gelen...
Kişisel ve toplumsal travmaların en öne çıkan özelliği, zaman kavramında bir donukluk yaratmasıdır.
İnsanlar ve toplumları yöneten bilinçdışı, onlarla baş edebilmek adına, başlarına gelen büyük felaketlerin zararını en asgari düzeye çekmek ve bünyeyi ayakta tutabilmek için bazı önlemler alır.
Travma o kişiyi neden mahrum bırakıyorsa, ona karşı bir donukluk, isteksizlik yaratmak, o ihtiyacın reddedilmesi bu önlemlerin başında gelir. İhtiyacın bilinçdışında kapakları otomatik olarak kapatılırken, mesaj bilinç düzeyine aktarılır. Böylelikle aslında hiç fark etmeden bu ihtiyacı reddetmeye başlarız.
Burnumuzdan kıl aldırmayan kibirli hallerimiz genellikle bir travma, bir yara yüzündendir.
İhtiyacın reddedilmesi, ihtiyacın yarattığı boşluğu dolduracak kadar öfke yaratır. Geçici önlem adına psikolojimiz gerçeklikle oynar. Ancak uzun süreler telafi edilmeyen travmalar bu geçici durumun normal bir hal almasını sağlar