Asıl hikaye burada şimdi yazılıyor...
Bülent Eczacıbaşı’nın kitabını ele almaya devam ediyorum. Eczacıbaşı, kitap vesilesiyle verdiği bir mülakatta şöyle diyordu: “Bir zamanlar Türkiye’nin hikayesi, ‘hür dünyanın...
Bülent Eczacıbaşı’nın kitabını ele almaya devam ediyorum. Eczacıbaşı, kitap vesilesiyle verdiği bir mülakatta şöyle diyordu:
“Bir zamanlar Türkiye’nin hikayesi, ‘hür dünyanın ve NATO’nun Doğu’daki kalesi olmak’tı. Özal’lı yıllarda ‘küreselleşmenin parçası, dinamik liberal Türkiye’ hikayesi geçerliydi. Üçüncü hikaye AK Parti’nin iktidara gelmesiyle ortaya çıktı. Demokratik reformlar yapan, bir Müslüman toplumda demokrasinin gelişebileceğini, AB’ye katılım sürecinin başlayabileceğini kanıtlayan, bir yandan da hızlı büyümeye devam eden Türkiye son derece ilginç bir hikaye ortaya koydu. Şimdi hikayesiz kaldık derken bunu anlatmaya çalışıyorum.”
Burada metne yansıyan düşkırıklığı bariz… Batı ile saydamlaşma temel erektir. Her üç dönemde de bu yönde pozitif bir durum varken, bu vurgu şimdi geri çekilmiştir. Hikayesizlik tespiti, Türkiye’nin Batı etkisinden çıkmasından duyulan rahatsızlığa bağlı stilize edilmiş dışavurumdur.
Hatırlayalım, Eczacıbaş