Bayram değil seyran değil...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dönük darbe girişimlerinin her biri farklı stratejiye sahipti. 15 Temmuz’u ayrı bir yere koyarak, bunların en sinsi ve sofistikesi 17/25 Aralık yolsuzluk susturuculu darbe girişimiydi.  Başbakan...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dönük darbe girişimlerinin her biri farklı stratejiye sahipti. 15 Temmuz’u ayrı bir yere koyarak, bunların en sinsi ve sofistikesi 17/25 Aralık yolsuzluk susturuculu darbe girişimiydi. 

Başbakan Erdoğan millet nezdinde büyük bir itibara sahipti. Sandıkta yenilmeyen, darbelerde teslim olmayan Erdoğan’ın millet nezdindeki itibarını yok etmek gerekiyordu. Ama tıpkı 7 Şubat MİT darbe girişiminde olduğu gibi doğrudan Erdoğan hedef alınmayacaktı. Böyle yapılırsa millet uyanır ve onu korumaya alırdı. 

Bunun yerine Erdoğan’ın çevresi hedeflenecekti. Halka hızla ailesini içerecek kadar daraltılacak, milletin kafası iyice karışık haldeyken, son darbe vurulacaktı. Erdoğan’a fiilen ulaşılamasa bile, yaklaşan üç seçimde millet ondan yüz çevirecek, AK Parti de kurda kuşa yem edilecekti. 

***

Gelelim günümüze… 

Post-Erdoğan dönemi açmak adına 24 Haziran’da yapılan seçimleri uygun fırsat sunmad

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Keşke o kadar basit ve kolay olsa… 26 Eylül 2020 | 272 Okunma Model çok net… 24 Eylül 2020 | 377 Okunma Basit bir tartışma değil… 19 Eylül 2020 | 287 Okunma Beceremedin Macron… 17 Eylül 2020 | 495 Okunma Bana dostunu söyle... 12 Eylül 2020 | 2.004 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar