Bilmek, inanmak ve iman...
Kıymetli yazarlarımızdan İhsan Oktay Anar bir sokak röportajında evrim teorisi ilgili soruyu “İnanmayı değil, bilmeyi tercih ederim” diye cevaplamış.
Anar, medyaya neredeyse hiç çıkmayan bir yazar olduğu ve inanma/bilme “ikilemi” tam da politik fay hatlarına denk geldiği için bu açıklama dikkati çekti.
***
Sayın Anar’ın hangi düşünsel bağlam üzerine konuştuğunu bilmek mümkün olmasa da, bu iki kavramı tezat olarak kullandığı net… Oysa “bilme” ve “inanma” arasında ciddi bir rabıta mevcut; ama mesela “iman” ile “bilme/inanma” arasında hiçbir ilişki yoktur. Bence Anar şöyle demeliydi; “İman etmeyi değil, bilmeyi tercih ederim.”
***
Hıristiyan varoluşçu filozof Søren Kierkegaard inanç ve iman arasındaki farkı şöyle ifade ediyor:
“İman kendine ait bir âlemde var olur. Hıristiyanlığa dair tüm yanlış kavrayı