“Bizim hiç parlamenter sistemimiz olmadı ki anne!”
Nisan ayında yapacağımız anayasa değişikliği halk oylaması bir yanı ile 2007’de yapılan anayasa değişikliğinin ikinci bölümü, yani tamama erdirilmesidir. Yargı vesayetinin 367 garabeti ile Meclis’e...
Nisan ayında yapacağımız anayasa değişikliği halk oylaması bir yanı ile 2007’de yapılan anayasa değişikliğinin ikinci bölümü, yani tamama erdirilmesidir. Yargı vesayetinin 367 garabeti ile Meclis’e darbe yaptığı tecrübeden sonra, AK Parti son derece tutarlı bir biçimde bir daha böyle bir müdahalenin olmaması için Cumhurbaşkanı’nı dolaylı olarak değil, (çünkü o dolaylarda işin içine vesayet karışıyordu) doğrudan halka seçtirme yolunda tarihimizin en kritik reformunu halka götürdü.
Bu halkoylamasında yüzde 70’e yakın bir oranla millet bu reforma “EVET” dedi.
Böylelikle, artık bundan sonra kimse Cumhurbaşkanı seçilirken demokrasiye müdahale edemeyecekti. Ama bununla birlikte daha önemli bir şey oluyor, Cumhurbaşkanı seçimleri artık kriz üretme potansiyelini yitiriyordu. Adaylar halkın önüne çıkacak ve millet son sözü söyleyecekti. 10 Ağustos 2014’te öyle de oldu ve seçim kriz üretmeden doğrudan halk tarafından yapıldı.
Geçmişte Cumhurbaşkanlığı seçimleri sadece 2007’de değil, her defasında kriz ve hatta darbe üretmişti. 2007 düzenlemesinin ne kadar önemli olduğunu anlamak için 1980 öncesine bakmak gerek. Fahri Korutürk’ten sonra Demirel ve Ecevit’in anlaşamamasından ötürü TBMM’de yüzü aşkın seçim turu dönmüş ve bu bunalım 12 Eylül darbesinin en önemli nedenlerinden birisi olmuştu.
İşte 2007 halk oylamasında bu riski alt etmiş olduk.