Bu kavganın kazası yok
Gerçekten de milli bir dayanışmanın sergilenmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Bu sürecin sonrası Türkiye için çok ferah olacak, bunu da ekleyelim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Muhtarlar...
Gerçekten de milli bir dayanışmanın sergilenmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Bu sürecin sonrası Türkiye için çok ferah olacak, bunu da ekleyelim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Muhtarlar Toplantısı’nda yaptığı çağrı, Türkiye’ye dönük çoklu tehditler karşısında milli bir duruşun çok gerekli olan ifadesiydi. Çünkü bunu halk Şehitler Tepesi’nde zaten hayata geçirmişti.
Unutmayalım ki, bu süreç, 1. Dünya Savaşı’nda yarım kalmış planların/haritaların tamamlanması adına, ancak değişen dünya şartlarında terör örgütleri, finans kapital ve onun güdümündeki algı merkezleri üzerinden gayrı resmi bir savaş ilanıyla süregidiyor.
İki dünya savaşından sonra oluşan çift kutuplu sömürü dengesi, SSCB’nin yıkılması, Arap Baharları ve Türkiye gibi ülkelerin öne çıkmasıyla bozuldu. Bu dengenin bozulmasıyla oluşan boşluk, özellikle Ortadoğu’nun kontrolü açısından terör örgütleriyle doldurulmaya çalışılıyor.
Bu nedenle, iyi ve kötü terör örgü tleri sınıflandırılmasına gidiliyor. Öyle ki, PKK’ya silah sağlamanın meşruiyeti, DEAŞ’a karşı verdiği sözde mücadeleyle sağlanmaya çalışılıyor. Batı medyası ve kurumları seferberlik halinde bu örgütleri terör örgütü listesinden çıkarma operasyonu yapıyorlar. DEAŞ’ın bir maymuncuk işlevi görmek üzere kurulduğu veya önünün açıldığı belli oldu.
Pek çok ülke, Ortadoğu’da etkin olmak adına rekabet ediyor. Bu noktada Türkiye, merkez ülke olarak kontrol edilmek isteniyor. FETÖ, PKK ve DEAŞ şeytan üçgenine alınmak istenen Türkiye, bu aktörlerden en az birisine teslim olmadığı, bağımsız politikalar geliştirdiği için herkesin aynı anda hedefi olmuş durumda.