Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ODTÜ’lü gençler…
Demokrasi tarihimize bakıldığında, 27 Mayıs darbesinin ülkeye çok şeyler kaybettirdiğini görüyoruz. Seçimle işbaşına gelmiş ve ancak seçimle işbaşından gitmesi gereken bir hükümetin...
Demokrasi tarihimize bakıldığında, 27 Mayıs darbesinin ülkeye çok şeyler kaybettirdiğini görüyoruz. Seçimle işbaşına gelmiş ve ancak seçimle işbaşından gitmesi gereken bir hükümetin başbakanı ve iki bakanının idamı, bu tarihten sonra seçilmişler üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallandı. Ondan fazla milletvekili ve bürokrat işkence ve şüpheli olaylarla hayatını kaybetmişti. İşkenceyle öldürülen DP’nin Ermeni Milletvekili Dr. Zakar Tarver’in akrabaları hâlâ korkudan bu konuda konuşamıyorlar.
Böylelikle her on yılda bir üzerimize çöken darbeler, terör ve ekonomik krizlerle, nesiller hak ettiği refaha, demokrasi ve onun nimetlerine hasret kaldı.
Her şeye rağmen, Türkiye halkı rayından çıkan demokrasi trenini rotasından saptırmamıştır. Türkiye’de demokrasi dışı herhangi bir usül kurumsallaşamaz. 15 Temmuz bunun en muazzam ispatı olmuştur.
Kemal Karpat Hoca şöyle diyor: “Türkiye’de demokrasi tutunmuştur ve daha da kökleşecektir, çünkü demokrasinin var