Dink’in katillerini neden görmüyorlar?
Bugün değerli dostum Hrant Dink’in katlinin 12. yıldönümü. Kendisi hayatımda çok önemli bir yere sahiptir. AGOS’ta köşe yazarlığına onun cesaretlendirmesiyle başlamıştım. Ölümü...
Bugün değerli dostum Hrant Dink’in katlinin 12. yıldönümü. Kendisi hayatımda çok önemli bir yere sahiptir. AGOS’ta köşe yazarlığına onun cesaretlendirmesiyle başlamıştım. Ölümü ise 15 Temmuz gecesi ile birlikte hâlâ hayatımda yaşadığım en kötü hadiselerin başında gelir.
Ancak benim Hrant Dink’le kişisel hikayemin ötesinde, onun katlinin ülke tarihinde, ülkenin o dönem içinden geçtiği süreçte çok önemli bir yeri vardı. Bu iki nedenden ötürü bu sürece hep duyarlı oldum.
Şunu ifade etmeliyim ki, 2006 yılındaki Rahip Santoro, 19 Ocak 2007 Dink cinayetiyle 18 Nisan 2007 Malatya Zirve Yayınevi katliamları arasında benzerlikler dikkati çekiyordu. Bir şablon gibi, katillerin yaşları on sekizin altındaydı. Tüm bu davalar sürüncemede bırakılıyordu. Arkasından Ergenekon soruşturmaları başlamıştı.
Nitekim 2014 yılına kadar da bu davalarda hiçbir ilerleme olmadığı gibi, insanı isyan ettirecek göstermelik kararlarla işin üstü kapatılmaya çalışıldı. Hepsi hakkında