Emperyalizme karşı omuz omuza
Afrin ve sonrasında terör örgütünün kontrolünde bulunan tüm sınır hattının özgürleştirilmesi süreci, öncelikle Türkiye’nin bir iç güvenlik ve ötesinde beka sorunudur. Ancak, mesele...
Afrin ve sonrasında terör örgütünün kontrolünde bulunan tüm sınır hattının özgürleştirilmesi süreci, öncelikle Türkiye’nin bir iç güvenlik ve ötesinde beka sorunudur. Ancak, mesele sadece bundan ibaret değil. Ortadoğu’daki her gelişme, burada yeni dünya düzenini terör örgütleri ile kendi lehlerine oluşturmaya çalışan emperyal girişime işaret etmekte.
Biz bu hikâyeyi Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında görmüş, yaşamıştık. Bir başka benzerini İkinci Dünya Savaşı aşamasında gördük. İlk savaşta Osmanlı/Türkiye olarak doğrudan hedeftik. İkinci Dünya Savaşı’nda emperyaller kendi aralarında paylaşım kavgasına tutuştu. Bunu bir Avrupa iç savaşı olarak görmek de mümkün. Ancak ikinci savaş aynı zamandan ABD’yi de küresel bir güç haline getirdi. Aynı şey SSCB için de geçerliydi.
Bu yeni düzende Türkiye, ABD dünyasına entegre olmak için oldukça istekliydi. Bunu CHP için de, DP için de söylemek mümkün. Bu istekliliğin nedeni aslında Türkiye’nin kendi kaynaklarıyla gel