Erdoğan susuz götürüp susuz getirdi…
“İşte o zaman biz arada kaldık. Açık olarak 'savaş planımız var, tüm hazırlıklarımızı yapmışız; biz savaşı sürdürmek istiyoruz' diyemedik. Esas olarak bunda hata ettik. (…) Yani...
“İşte o zaman biz arada kaldık. Açık olarak 'savaş planımız var, tüm hazırlıklarımızı yapmışız; biz savaşı sürdürmek istiyoruz' diyemedik. Esas olarak bunda hata ettik. (…) Yani sürecin geliştirilmesinde çok istekli olmadığımızı uygun bir dille yansıttık. Aslında savaşmak istiyorduk. Ama gerçekleştirdiğimiz savaş planını iptal etmek zorunda kaldık. Karlar eridikten sonra o cephanemizi ve ağır silahlarımızı gidip o alanlardan tekrar geri çektik. (…) Eğer Önderliğin sözünü ettiğimiz çabaları olmasaydı, zaten 2012 yılı sonrası Türkiye büyük bir çatışma sürecine girecek ve son iki yıldaki seçimler süreci söz konusu olmayacaktı.”
Dünkü yazıda Murat Karayılan'ın 7 Haziran seçimlerinden sonra yaptığı açıklamadan bu bölümü hatırlatmak istemiştim.
Dün mevzuyu başka açıdan ele almıştım ama, bu Karayılan'ın açıklamaları adeta bir cevher. Pek çok yönden üzerinde durmayı hak ediyor.
Öncellikle, Karayılan, tüm Çözüm Süreci boyunca PKK'nın tüm çıkışlarının taktik manevradan öteye geçmediğini itiraf etmiş oluyor.
Yani, PKK'nın ve HDP'nin hükümet üzerinde kurmak istediği “Adım atmıyorsunuz” baskısının bir yalana dayandığını, hiçbir zaman çekilmek gibi bir fikirde olmadıklarını, süreci çökertmek ve zaman kazanmak için ipe un serdiklerini, fırsat kolladıklarını ispat etmiş oluyor.